| Adı Paulie ve birçok sefer beraber çalıştık ve iyi arkadaş olduk. | TED | كان اسمه بولي و عملنا معا عديد المرات، و أصبحنا أصدقاء جيّدين. |
| Paulie'nin bana çok kızdığını ve asabi biri olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف بأن بولي كان غاضباً مني وهو بهذا التهور |
| Her şey teke tek hallediliyordu. Paulie toplantılardan nefret ederdi. | Open Subtitles | كل شيء كان رجل مقابل رجل بولي كان يكره المؤتمرات |
| - Paulie 3 bin doları aldı, ben de bornozu. | Open Subtitles | بولى حصل على 3000 جنيه لو اننى ارتديت الروب داهية |
| Paulie, 39. Caddeye git, 18 adet minder al ve faturayı bana getir. | Open Subtitles | بولى أريدك فى شارع 39 اشترى 18 فرشا للرجال ليناموا عليها و احضر لى الفاتورة |
| Angela ve ben bu konu hakkında biraz konuştuk, ve, şey, biliyorsun Paulie senin eski odanda kalıyor, biz de düşündük ki biraz değişiklik yapmanın senin için sakıncası olmaz. | Open Subtitles | حسنا. انا وانجلينا تكلمنا حول ذلك وانت تعرف, باول ينام فى غرفتك القديمة |
| Bobby, Paulie... ve Gus'a da bir tek ver. | Open Subtitles | اسكب واحدا لـ بابي و باولي وغاسهنا,يحتاجمشروباًآخر.. |
| Paulie'nin bana çok kızdığını ve asabi biri olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف بأن بولي كان غاضباً مني وهو بهذا التهور |
| Öğüt için sağol, Paulie, ama dişlerini oldukları yerde seviyorum. | Open Subtitles | أُقدّرُ النصيحةَ، بولي , لكنى اعرف اين اسنانى |
| Belki kilise için bir heykel ve sana bir kar küreme makinesi, Paulie. | Open Subtitles | إعتقدتُ لَرُبَّمَا تمثال للكنيسةِ , و ماكنة مخروطِ ثلجِ لَك، بولي. |
| Lomax ben Paulie. Adaya yeni geldim. Erkencisin. | Open Subtitles | هاي لوماكس , انه بولي لقد وصلت الى الجزيرة منذ قليل |
| Malları Pittsburgh'tan aldığım sürece, Paulie'nin durumu çakması imkânsızdı. | Open Subtitles | طالما كنت أحصل على البضاعة من بيتسبيرج كنت أعرف بأن بولي لن يكتشف الأمر |
| Paulie telefondan nefret ediyordu. Evinde telefonu yoktu. | Open Subtitles | كان بولي يكره الهواتف حيث لم يكن لديه هاتفاً ببيته |
| Bazı adamların bütün gün yaptıkları tek iş Paulie'nin telefonlarıyla uğraşmaktı. | Open Subtitles | كان هناك أناس كل عملهم هو الإهتمام بمكالمات بولي |
| Paulie'nin tek yaptığı. onları kazıkçılara karşı korumaktı. | Open Subtitles | جل ما يحصلون عليه من بولي هو الحماية ممن يحاولون سرقتهم |
| Paulie. dükkanında kimsenin ölmesini istemiyordu. | Open Subtitles | كنت أعرف أن بولي لم يرد أن يمت أحداً بالمبنى |
| Kes saçmalığı. Daha önemli işler var. Paulie nasıl? | Open Subtitles | كفانا تفاهات لدينا أعمال أهم لنقوم بها أين بولى ؟ |
| Paulie'nin o kadar büyük gagası olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان بولى يمتلك منقار كبير ليحدث جرح كهذا |
| Paulie'nin sana imzalattığı o kağıt vergi beyannamesi değildi. | Open Subtitles | الورقة التى وقعها بولى لم تكن تخص الضرائب |
| Paulie, tatlım, seni seviyorum, ve gerçekten sana yardım etmek istiyorum, ama bana güvenmen lazım. | Open Subtitles | باول عزيزي, انا احبك وبجد اريد ان اساعدك لكن يجب ان تثق بي |
| Bunu bir keresinde kuzenim Paulie'nin boşanmasında kullanmıştım. | Open Subtitles | استخدمته مره من أجل طلاق قريبي باولي ياله من فاشل |
| Paulie'ye biraz para gönderdi, hepsi o. | Open Subtitles | كان يعطي بعض المال لبولي لكن هذا هو كل شيء |
| Herhangi bir gün, İtalyan Aygırı'na, Paulie olurum. | Open Subtitles | سأكون باولى للحصن الايطالى خاصتك فى أى يوم |
| Ben sana baktım, Paulie. Sana bir şey borçlu değilim. | Open Subtitles | لقد أعتنيت بك يابولى لا أدين لك بشىء |
| Yeter artik Paulie. | Open Subtitles | هذا كاف يابولي |
| - Paulie arabayı getirsin. - Olur, baba. | Open Subtitles | قل لبولى أن يحضر السيارة - حسنا - |
| Durum biraz kötü, Paulie. Bayanın biri bileğini kırdı. | Open Subtitles | الوضع سيّء للغاية يا (بوليو) كسرت سيّدة ساعدها |