"paylaşılan" - Translation from Turkish to Arabic

    • المشتركة
        
    • المشترك
        
    • تشاركناه
        
    • الإزدهار
        
    Bunlar paylaşılan sorumluluk hissini, insanları topluluk olarak birbirine bağlayan ortak kuralları içerir. TED وهذا يتضمن حساً بالمسؤولية المشتركة. والمعايير العامة التي تجمع بين الناس سوية في مجتمع
    Yaşadığım en dönüştürücü deneyim buydu -- o anda, disonansı (uyumsuz nota bileşimi) ve armoniyi duymak, insanların beraberce şarkı söylemeleri, paylaşılan vizyon. TED اكثر تجربة تحويلية مررت بها في تلك اللحظة سماع التنافر و الانسجام والناس تغني الناس مع بعضها الرؤية المشتركة
    Bu durum kısa vadeli satışları tehlikeye atmış olabilir; ama, paylaşılan değerlere dayalı, devamlı ve uzun vadeli bir bağlılık da oluşturmuştur. TED قد يكون يؤثر على المبيعات في المدى القصير، لكنه يبني ولاء دائم وطويل الأجل استناداً على القيم المشتركة.
    İnsanlar o oluşan paylaşılan bağlantıyı severler birisi sizin hakkınızda bir şey bilince. TED الناس يحبون التواصل المشترك الذي يتم إنشاؤه عندما شخص يعرف شيئا عنك.
    Gönderilen her şey devlet arşivlerinin eninde sonunda sürekli bir parçası ve paylaşılan tarihimizin bir parçası olur. TED كل شيء يُرسل يصبح في النهاية جزءً من الأرشيف الدائم لحكومتنا، الذي هو سجلنا التاريخي المشترك.
    25 yıldır paylaşılan bir gelenek. Open Subtitles و لقد أحبها على اي حال لذا فقد أصبحت تقليدا احد التقاليد الذي تشاركناه لمدة 25 عام
    Varsayım şu ki paylaşılan bu işaretleyiciler, aynı yerden gelen ataların göstergesi: Fransa. TED يُعتقد أن هذه المؤشرات المشتركة تشير إلى أسلاف من ذات المكان: فرنسا.
    Bu, paylaşılan kaynakların ve bu kaynakların tükenmesinden nasıl kaçınılacağının bir hikayesi. TED هذه هي قصة الموارد المشتركة، وكيفية تجنب ما يسمى مأساة الموارد المشتركة العامة.
    paylaşılan rüyalar konusunda yasal çalışmalar yapıldı. Open Subtitles كانت هناك بعض الدراسات القانونية حول الاحلام المشتركة
    Bebeklerden biri ölürse onu en hızlı şekilde ayırmamız ve paylaşılan dokunun tamamını yaşayan ikize vermemiz gerek. Open Subtitles إن فقدنا أحد الطفلين يجب أن يتم فصله بأقصىسرعةممكنة, ونقل كل الأنسجة المشتركة إلى الطفل الذي على قيد الحياة.
    Sonra anlık bir neşe, paylaşılan bir mutluluk anında bir trajedi gerçekleşti. Open Subtitles ثم في لحظة من النشوة لحظة من السعادة المشتركة ضربت المأساة
    Geçmişimizin paylaşılan öyküleri sayesinde asla ölmeyeceğiz. Open Subtitles من خلال القصص المشتركة لماضينا, لن تموتي أبداً
    Thai Polisi tarafından paylaşılan ikili istihbarat sayesinde, nedenini biliyoruz. Open Subtitles و الآن بفضل الإستخبارات المشتركة من جانب الشرطة الملكية التايلندية، نعلم السبب
    Ne diye merak ettirdin mi "paylaşılan atölye" anlamına gelmektedir. Open Subtitles وجعلني أتسائل ماذا قصدتي بالكتابة المشتركة
    Bir bakıma paylaşılan sır bize asıl dostlarımızın kim olduğunu gösterir. Open Subtitles بطريقة ما، الأسرار المشتركة تخبرنا من هم الأصدقاء الحقيقيون
    Bir bakıma paylaşılan sır bize asıl dostlarımızın kim olduğunu gösterir. Open Subtitles بطريقة ما، الأسرار المشتركة تخبرنا من هم الأصدقاء الحقيقيون
    Bunu birkaç ay sonra bir hedefe dönüştürdük: 2030'a kadar aşırı fakirliği yok etmek ve paylaşılan refahı arttırmak. TED بعد بضعة أشهر، حولنا البيان إلى هدف: إنهاء الفقر المدقع بحلول عام 2030، تعزيز الرخاء المشترك.
    DNA sarmalları son koduna kadar eşleşir ve paylaşılan fizyolojik acının münferit belgeleri vardır. Open Subtitles تتطابق المادة الوراثية حتى الرمز الاخير و هناك توثيق لبعض الحالات من الشعور الجسدي المشترك بين التوائم
    Uyum sadece temel fikri anlama yeteneğimize bağlı değildir; aynı zamanda ortak zemin, anlayış ve paylaşılan inanç sistemine sahip olmamıza da bağlıdır. TED ولا يعتمد هذا التوافق فقط على قدرتنا لفهم المفهوم الأساسي. ولكن يعتمد ذلك أيضا على قدرتنا على تطوير التفاهم المشترك والنظم العقائدية المشتركة أيضاً.
    Ne olursa olsun tarih o biz paylaşılan ima edildi, Open Subtitles أيا كان التاريخ الذي تشاركناه
    En korkunç gerçek ise şudur: Artan ekonomik büyümeyi otomatik olarak yaygın bir şekilde paylaşılan bir refaha dönüştürebilecek bir ekonomik norm yok. TED الحقيقة المرعبة هي أنه لاتوجد قاعدة اقتصادية والتي تترجم تلقائياً زيادة النمو الاقتصادي على نطاق واسع من الإزدهار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more