| Çiftçi pazarında küçük bir sebze ve meyve standı işletiyor ve ücretsiz numune dağıtan sağlıklı yiyecek kooperatifinde yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | انها تدير كشكا صغيرا للخضروات و العصائر في سوق المزارعين و تعمل بشكل جزئي في منح عينات مجانية في شركة الأغذية الصحية |
| Bunu, bugünkü çiftçi pazarında gördüm. İçinizden biri daha sonra eve götürüp püre yapmak isterse, çekinmeyin söyleyin. | TED | وجدت هذا في سوق المزارعين اليوم. لو أن أحداً يريد أخذها للمنزل وهرسها لاحقاً، فعلي الرحب والسعة. |
| Birçok yunus, balina et pazarında... ...üretilerek dünya çapında... ...et olarak satılmaya başlandı. | TED | يبدو أن كثيرا من الدلافيين تباع كاللحوم في سوق الحيتان العالمية. |
| Pentium çip pazarında umut vaat eden göstergelerden bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نرى مؤشرات واعدة بسوق رقائق المعالجة |
| Bekle, yarın Köy Meydanı pazarında çıtır erkeklerin arasında olacağız. | Open Subtitles | انتظري، غداً سنلاحق... رجال المخبوزات بسوق القرية... |
| Brennan, kurbanın ölmeden önce çiftçi pazarında kendi elma püresini satıyormuş. | Open Subtitles | لقد قالت أنها كانت ذاهبة لسوق الخضار تبيع عصارتها صباحاً قبل موتها |
| Garaj satışlarında veya bit pazarında bulabildiğim herhangi iyi ürünü... | Open Subtitles | يمكنني أن أجدها في مرآب المبيعات أو أسواق البضائع المستعملة |
| - Olur. Bit pazarında neredeyse havaya uçuyordum. | Open Subtitles | أنا حصلت على ما يقرب مؤخرتي أظفارا في سوق البرغوث. |
| Ne fark eder ki... zaten bunların hepsi bit pazarında satılacak. | Open Subtitles | كل هذه الخردوات ستنتهي في سوق برغوث عاجلاً أم آجلاً |
| Şey, bit pazarında tanıdığım birine ufak bir ziyarette bulunabiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا أن نرتب زيارة صغيرة لرجل أعرفة في سوق البضائع المستعملة |
| - Bitmedi. Çiftçi pazarında Margot Draper'in kızını gördük. | Open Subtitles | لقد قابلنا إبنة مارجوت درابر في سوق المُزارعين |
| Onun ve dostlarının, Hong Kong deniz mahsulleri pazarında dükkânları var. | Open Subtitles | هو واولاده لديهم محلات في سوق هونج كونج للمأكولات البحرية |
| Saatlerin tümü, geçen ay içinde ucuzluk pazarında aynı tezgahtan satın alınmış. | Open Subtitles | جميعها تم شراؤها من كشك في سوق تبادل خلال الشهر الماضي |
| Abe Stoltzfus'e gittin mi bugün çiftçi pazarında? | Open Subtitles | هل قابلت ابي ستالتزف في سوق المزارعين اليوم |
| Geçen ayki kilise pazarında en çok satan ikinci üründü. | Open Subtitles | الثانيه مبيعاً في سوق الكنيسه للشهر الفائت |
| Bit pazarında bir dükkanı olan bu adamın dükkanı yerle bir oldu. | Open Subtitles | ..المحل في سوق فليا الذي انهار قبل بضعة ايام بسبب الزلزال |
| Gündoğumunda, boğa pazarında onu bulabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا العثور عليه في سوق الثيران في شروق شمس الغد |
| Akşam pazarında tütün satan... | Open Subtitles | الهياكل العظمية تبيع الـتبغ الممضوغ" بسوق الليل |
| Bark Organics Kaliforniya pazarında liderdir. | Open Subtitles | سوف نقوم بالإهتمام بسوق كاليفورنيا |
| Ama dün çiftçi pazarında beni terk etti. | Open Subtitles | لكنه تركني بسوق المزارعين بالأمس. |
| "Uzaktan keşif yap balık pazarında bir kaç fotoğraf çek." | Open Subtitles | "راقب عن بعد بعدسات مقربة"... "إلتقط بعض الصور لسوق السمك"... |
| akşamları ateşin karşısında oturur... kocasının çoraplarını yamayarak zaman geçirirsin... kocası sosis pazarında olup bitenleri anlatırken. | Open Subtitles | الجلوس بجوار النار عند المساء وصغارها عند قدميها وهى ترتق جوربه بينما يحدثها عن ثرثرة أسواق السجق |