| Alabama cankurtaranı, ben pazarlıkçı. | Open Subtitles | إلى قارب النجاة "ألباما"، معك المُفاوض. |
| Alabama cankurtaranı. Ben pazarlıkçı. | Open Subtitles | إلى قارب "ألباما" النجاة، معك المُفاوض. |
| Ben pazarlıkçı ve çevirmenim. | Open Subtitles | أنا المفاوض هنا ومن يقوم بالترجمة |
| pazarlıkçı. Sizinle pazarlık yapmaya yetkili kişiyim. | Open Subtitles | أنا المفاوض أنا المُخول للتفاوض معكم |
| pazarlıkçı adamın istediği parayı hazır edince tetikçi de çocukları bırakmayı kabul eder mi? | Open Subtitles | مُفاوض الرهائن حصل على المال الذي أراده المجرم، ثم وافق المُشتبه به على إطلاق سراح الأطفال. |
| pazarlıkçı da parayı çoktan hazır etti, değil mi? | Open Subtitles | مُفاوض الرهائن لديه المال بحوزته، صحيح؟ |
| İyi bir pazarlıkçı olarak bilinirim. | Open Subtitles | أنا مشهور بكوني مفاوض لا يشق له غبار |
| - Hangi zeki pazarlıkçı daha ilk günden şirketini verir? | Open Subtitles | أي مفاوض عبقري يقدم المنزل |
| Üç kırmızı. Alabama cankurtaranı. Ben pazarlıkçı. | Open Subtitles | إلى قارب النجاة "ألباما"، معك المُفاوض. |
| pazarlıkçı Horace derlerdi ona. | Open Subtitles | كانوا يسمونه "هوراس المفاوض |
| Sıkı pazarlıkçı olduğunuzu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّك مُفاوض فتّاك. |
| O kadar da iyi pazarlıkçı değilmiş. | Open Subtitles | حسناً، لست مُفاوض بارع. |
| Sağlam pazarlıkçı çıktın, adamım. | Open Subtitles | أنت مفاوض قوي |