Yağlı bir politikacı işte Servis edilir peçeteyle, al | Open Subtitles | تفضل , فطيرة رجل سياسة زيتي للغاية , إنه يُقدم مع منديل المائدة , أتريد واحدة منه ؟ |
Ailenin önüne bir peçeteyle çıkmayacaksın. İnsanlara gay olduğunu söylemek kolay olanı yapmak değil. | Open Subtitles | أن لن تعترف لعائلتك على منديل. إخبار الناس أنك شاذ |
Yüzünde peçeteyle orada oturmuş dilini çıkartıyordu. | Open Subtitles | إنه يجلس هناك و هناك منديل على وجهه |
Pekâlâ. Bez peçeteyle ilk etkinliğimiz. | Open Subtitles | مهمتنا الأولى هيّ توفير المحارم القماشية. |
Bana sadece biraz... eee... biraz peçeteyle... eee... biraz soda getir. | Open Subtitles | أحضري لي بعض المحارم والصابون والماء |
İşte! Şimdi peçeteyle... | Open Subtitles | ها نحن ذا، الآن آخذ منديلا صغيراً |
Keenan, kanı durdurmak için peçeteyle kafasına baskı uygulamış ve onları orada bırakmış. | Open Subtitles | كينان) ربط منديلا على رأسه) لإيقاف النزيف وتركه خلفه |
Üstelik de bir bej peçeteyle. | Open Subtitles | وهو في منديل بيجي |