pek çoğu savaş sonrası Almanya'sında kendilerine iyi birer hayat kurmuştu. | Open Subtitles | الكثير منهم صنعوا حياة جيدة لأنفسهم في ألمانيا ما بعد الحرب |
Ama galiba o zaman pek çoğu çocuktu. | Open Subtitles | فقط أعتقد. . الكثير منهم كانوا أطفالاً عندها |
Devrim'den sonra pek çoğu burada olamadıkları için suçluluk duyarak geri döndüler. | Open Subtitles | عاد الكثير منهم بعد الثورة وهم يشعرون بالذنب لانهم |
Düşünün, eğer bebekler sıcak tutulabiliyor olsaydı, bu problemlerden pek çoğu engellenebilirdi. | TED | تخيلوا، العديد من هذه المشاكل يمكن إيقافها إذا ظلّ أؤلئك الأطفال دافئين. |
Hatta pek çoğu salonda aramızda, Seni bilemiyorum ama benim onlarla olan deneyimim iyi niyette hiç taviz vermedikleri yönünde. | TED | هناك في الواقع العديد منهم في القاعة، ولا أعلم رأيك، لكن انطباعي عنهم أنه لا تنقص لديهم النية الحسنة. |
Ancak içeride, cansız olan pek çoğu da canlandı ama gördüğünüz gibi Fantom yoğunluğu değişmedi. | Open Subtitles | بينما في داخله، استيقظ العديد ممن كانوا خاملين و كما ترون، فقد بقي عدد الأطياف كما هو |
pek çoğu, StoryCorps'a bir veya iki sene hizmet etti, ülkeyi dolaştı ve insanlık bilgeliğini bir araya topladı. | TED | معظمهم خدموا لسنة أو سنتين مع ستوريكوربس يقطعون البلاد لجمع حكمة البشرية. |
Afganistan'daki savaştan bu yana pek çoğu burada. | Open Subtitles | يوجد هنا الكثير منهم منذ الحرب في أفغانستان |
Hasta da 8 yılda 214 belirti görülmüş. pek çoğu da yinelemiş. | Open Subtitles | خلال ثمان سنوات، أصيب المريض ب 214 عرض الكثير منهم تكرر |
pek çoğu eski griffin hikayesi yüzünden okulu bıraktı hiçbiri onu görmedi tabiki. | Open Subtitles | الكثير منهم غادر الفضل يرجع الى ذلك الجريفين القديم المخيف الذى لم يراه أحد ,بالطبع |
Bu mesele sebebiyle pek çoğu vahşice tacize uğramıştır. | Open Subtitles | من أجلها، الكثير منهم تعرضوا لاعتداءات وحشية. |
Son zamanlarda hayatına girenlerin pek çoğu yabancı. | Open Subtitles | هناك غرباء دخلوا حياتك مؤخراً الكثير منهم |
pek çoğu ölesiye dövüldü. | Open Subtitles | تعرض الكثير منهم للضرب حتى الموت. |
İnsanların pek çoğu sabah haberlerini kaygı ve endişeyle takip ediyor. | TED | يشاهد العديد من الناس الأخبار كل صباح برعب وخوف. |
Bence, biz nörobilimcilerin pek çoğu ne yazık ki narsistiz. | TED | أعتقد، للأسف، أن العديد من علماء الأعصاب نرجسيون قليلاً. |
pek çoğu hayatı kusursuz olarak açıkladı, bu da bir yaratıcı olduğuna kanıt gösterildi. | TED | نظر العديد من الأشخاص إلى الحياة على أنها مثالية، واعتبر ذلك دليلاً على وجود الخالق. |
pek çoğu salgın hastalıklar nedeniyle ölüyor Aids, sıtma, fakirlik ve eğitimsizlik. | TED | العديد منهم يموتون بسبب الاوبئة الايدز ,الملاريا ,الفقر لايذهبون الى المدرسة |
İnternetin tavşan deliğine inmeden önce pek çoğu liberteryen, sosyalist veya tamamen bambaşka bir şeylerdi. | TED | قبل انغماس العديد منهم في بيئة الإنترنت الغريبة المربكة، كانوا ليبراليين أو اشتراكيين أو شيئًا آخر مختلفًا تمامًا. |
pek çoğu gidemiyor, pek çoğu da ölmeyi yeğliyor. | Open Subtitles | كثيرون لا يمكنهم الذهاب إلى هناك وبالاحرى سوف يموت العديد منهم |
Sanırım aranızdan pek çoğu onun kim olduğunu biliyor yine de herhangi konuşmasını dinlemeyenler için kısaca tanıtayım. Dr. Yunus, birkaç yıl önce mikro finans üzerine öncülük ettiği çalışmasıyla Nobel ödülüne layık görüldü. | TED | أعي ان العديد ممن هنا في هذه القاعة يعلمون من هو ولكن لكي اعطي لمحة سريعة عنه .. لمن لم يسمعوا عنه من ذي قبل .. ان الدكتور يونس .. قد مُنح جائزة نوبل للسلام منذ بضع سنوات بسبب عمله في منح القروض للمشاريع الصغيرة |
pek çoğu. Ajan Monroe. Ajan Anderson. | Open Subtitles | معظمهم ، العميل ـ مونرو ـ والعميل ـ أندرسون ـ |
pek çoğu bunu hak etmişti, ama sana bunu yapmanı önermem çünkü senin için bir sürprizim var. | Open Subtitles | ولكن اغلبهم يستحق ذلك ولاكنى لا اريدك ان تفعل ذلك لاننى لدى مفاجاة لك |