Nesnelerin, olguların çaresizliğine, penceremin dışındaki pis köpeğin kurşunî gökyüzünün altında, delicesine yağan yağmurda su içişine bakmamı istiyorlar. | Open Subtitles | لانظر إلى يأس الأشياء لأشاهد ككلب وضيع خارج نافذتي تحت السماء الرمادية وقت الأمطار الغزيرة |
Bir keresinde bir bebeğin doğuşunu penceremin dışındaki köprüden bir kızın ölüme atlayışını iki genç sevgilinin polis tarafından sudan çıkarılan cesetlerini gördüm. | Open Subtitles | وذات مرة قفزت فتاة ملقية بحياتها من جسر خارج نافذتي رأيت جثة اثنين من العشاق الشباب أخرجتهما الشرطة من الماء |
Balkonumda kalıp penceremin dışındaki insanları izleyip Meimei'nin dönüşünü beklerdim. | Open Subtitles | كنت أقف على شرفتي اشاهد الناس خارج نافذتي في انتظار عودة ميمي |
Hayır, penceremin dışındaki uzay gemisine bakmakla meşguldüm. | Open Subtitles | لا ، أنا كنت مشغول قليلا بالنظر إلى سفن الفضاء خارج نافذتي |
penceremin dışındaki dünya. | Open Subtitles | هناك عالم خارج نافذتي هذه مباشرة |