| Bizim, revir penceresindeki çubuğa çıkmamız için,en azından 5 dakikaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سنأخذ خمس دقائق على الأقل لنزع القضبان من نافذة المستوصف |
| Bizim, revir penceresindeki çubuga çikmamiz için,en azindan 5 dakikaya ihtiyacimiz var. | Open Subtitles | سنأخذ خمس دقائق على الأقل لنزع القضبان من نافذة المستوصف |
| Buraya gelmek için ikinci katın penceresindeki ağaçtan aşağıya düştüm. | Open Subtitles | كان علي التلسق خارجاً من نافذة الطابق الثاني وأسفل الشجرة لكي آتي إلى هنا |
| -Bu şu demek... 4 gün sonra, kaçış gecemizde, revir penceresindeki çubuğa çıkıp, yedimizin de telden öbür tarafa ve duvarın gerisine geçmesi için 18 dakikamız var. | Open Subtitles | - ...يعني - بعد أربعة أيام من الآن ليلة الهروب سيكون أمامنا 18 دقيقة لنزع القضبان من نافذة المستوصف |
| -Bu su demek... 4 gün sonra, kaçis gecemizde, revir penceresindeki çubuga çikip, yedimizin de telden öbür tarafa ve duvarin gerisine geçmesi için 18 dakikamiz var. | Open Subtitles | - ...يعني - بعد أربعة أيام من الآن ليلة الهروب سيكون أمامنا 18 دقيقة لنزع القضبان من نافذة المستوصف |
| Bayan Pain'nin penceresindeki röntgenciyi görseydim ve orada olduğumu söylemiyorum bu adam olduğuna emin olurdum. | Open Subtitles | بافتراض أني رأيت المتلصص (من نافذة الأنسة (باين ولا أجزم بأني كنت هناك لقلت دون شك أنه هذا الشاب |