| Penceresinin altında şaklabanlık yapmaya niyetim yok. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب هناك كالقردة الملتفة تحت نافذتها |
| Mutlu günlerimizde Penceresinin altında bir çalı vardı. | Open Subtitles | كان هناك شجيرة تحت نافذتها خلال السنوات الجيدة. |
| Penceresinin altında aptal gibi bekleyip durdum. | Open Subtitles | كنت واقفاً تحت نافذتها كالأحمق |
| Yarın gece Penceresinin altında otur. | Open Subtitles | في ليلة الغد أجلس تحت نافذتها |
| bütün gün onun Penceresinin altında kalabilirim. | Open Subtitles | طيلة اليوم أقف تحت نافذتها |