| Perşembe günü İsveç'e giden bir uçağımız var. - Sizin için yer ayarlayacağım. | Open Subtitles | هنالك طائرة مغادرة الى السويد يوم الخميس سأحجز لك على متنها |
| Evet, Perşembe günü. Sabah ilk uçakla dönmeyi umuyordum ama şimdi... | Open Subtitles | نعم ، يوم الخميس كنت أتمنى أن أعود فى طائرة الصباح ، لكن الآن |
| O gazete Cumartesi günü yayınlanıyor, ama Perşembe günü baskıya giriyor. | Open Subtitles | يتم نشر هذه الصحيفة يوم السبت و لكنها تصل إلى المطبعة يوم الخميس |
| - Perşembe günü, 18.00 uçağında. - O zaman acele posta yeterli olur. | Open Subtitles | السادسة مساءاً يوم الخميس أظن أن التسليم الخاص سيوصله له |
| 199 tatmin olmuş müşteri. Her neyse, büyük gece Perşembe günü. | Open Subtitles | مائة وتسعة وتسعين عميلة راضية علي أيِ الليلة الكبيرة يوم الثلاثاء |
| Perşembe günü getirsene. O zaman okurum, tamam mı? Evet, evet. | Open Subtitles | لمَ لا تحضرها يوم الخميس وسأقرأها حينها, اتفقنا؟ |
| Carl, aklıma gelmişken Perşembe günü komite toplantımız var yemeğe gelebilirsen Megan ve ben çok seviniriz. | Open Subtitles | كارل، بينما أَتذكّرُ نحن سَيكونُ عِنْدَنا لجنه إجتماع كبير يوم الخميس مايجن وأنا نود إذا جِئتَ إلى العشاءِ. |
| Ruth bana Perşembe günü çalıntı elmasları almak için birisinin geleceğini söyledi. | Open Subtitles | روث اخبرتني ان هناك رجل قادم يوم الخميس لشراء ألماسات مسروقة |
| Teslimat Perşembe günü. 24 saat içinde orada olmalıyız. | Open Subtitles | الامر سيجري يوم الخميس يجب ان نكون هناك خلال 24 ساعة |
| Perşembe günü evde olursun. - Bizimkiler olmadan New York'a gidemem ben. | Open Subtitles | ونحاول أن نجد آلة زولتر .. تطلب أمنية وستكون في بيتك يوم الخميس |
| Perşembe günü, Beş otobüsüyle." | Open Subtitles | سأصل يوم الخميس في حافلة الساعة 5 مساءاً. |
| Öğrenmek istediğiniz Perşembe günü sanırım ve ben o gün yoktum. | Open Subtitles | ربما تريد أن تعرف اين كنت يوم الخميس, تحديداً |
| Babana Perşembe günü buralarda olacağımı söyle. | Open Subtitles | أخبري والدك أنني سآخذ جوله يوم الخميس مع السجق |
| Beş ay komada kaldıktan sonra... başkan Perşembe günü saat 16:20'de vefat etti. | Open Subtitles | بعد أن أمضى 5 أشهر في غيبوبة قضى الرئيس نحبه بعد ظهر يوم الخميس عند الساعة الرابعة و20 دقيقة |
| Perşembe günü, 20 Ocak'ta birkaç çocuk Flank Koyu'ndaymış ve bir çanta, bazı giysiler ve bir cüzdan bulmuşlar. | Open Subtitles | وفى يوم الخميس 20يونيو كان بعض الصغار بجانب فلانكس كوف حيث وجدوا حقيبة ومحفظة وبعض الملابس |
| Cuma günü ödenecek maaşları şubelere dağıtmak üzere... Perşembe günü kasaya nakit para konuyor. | Open Subtitles | يقومون بايداع الأموال يوم الخميس لتوزيعها على الفروع الأخرى لدفع رواتب العمال والموظفين يوم الجمعة |
| Bitirmeliyiz. Perşembe günü New York'da olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن نفعل يجب أن أكون فى نيويورك يوم الخميس |
| Perşembe günü Arcadia'da saat 8:00 de iki kişilik yer ayırt. | Open Subtitles | أوه انتظري و أريد حجز لشخصين في أركاديا الساعة الثامنة يوم الخميس |
| Dinliyorum. Yeni bir maceraya çıkmak istiyorsunuz. Perşembe günü olmalı. | Open Subtitles | أنصت إليك، تودّي الذهاب في مسعى، حتمًا هو يوم الثلاثاء. |
| Perşembe günü, şehre birlikte gider, elbiseni alırız, sen günah çıkarmaya gidersin, ve Peder Weber'e kendi korosunu isteyip istemediğini sorarız. | Open Subtitles | يوم الثلاثاء سنذهب للمدينة سوية تشتري فستانك تذهبي للاعتراف وسنسأل البابا ويبر فيما لو لم يحبذ أن يكون في كنيسته فرقة |
| Bu Perşembe günü ligin en iyi oyun kurucusuyla oynayacaksınız. | Open Subtitles | هذا الخميس ستلعبون مع افضل ظهير ربعي في الدوري |
| Tahvillerin kayıp olduğu Perşembe günü ortaya çıkmış olsa da bizce bankadan Çarşamba günü çıkarıldılar. | Open Subtitles | على الرغم من حدوث نقص في العناوين في اليوم الخميس لقد وجدنا ما أؤخذ يوم الأربعاء |
| Perşembe günü giriş yapmış isimsiz bir hasta arıyorum. | Open Subtitles | أنا أبحث عن شخص مجهول قد أتى في مساء الخميس |
| Susan Delfino Perşembe günü Wisteria Lane'den taşındı. | Open Subtitles | سوزان دلفينو غادرت ويستريالين في يوم خميس |
| Perşembe günü görev sürenizle ilgili son toplantıyı yapacağız. | Open Subtitles | لقد حددنا الموعد النهائي لمراجعة أمر تثبيتكِ بالعمل بيوم الخميس |
| Perşembe günü boşum, rezervasyon yaptırmak istersen. | Open Subtitles | انا ادقق جدول اعمالي كل خميس هو عملي من الصدقه هذا الاسبوع |
| Perşembe günü, yani Şeyhin muayenesinden önceki gün, | Open Subtitles | فى الخميس اليوم قبل موعد الشيخ. |
| Dert değil. Bir araya gelip pediatrik yoğun bakım ünitesini Perşembe günü tartışırız. | Open Subtitles | حسناً سنجتمع معاً ونناقش موضوع الحواضن في الخميس إذاً |
| Ama benden yardım isterseniz, burada yaşıyorum ve Perşembe günü bir parti veriyorum. | Open Subtitles | لكن لو اردتم إستغلال كرمي، اسكن بالقرب من هنا و ساقيم حفلة الخميس القادم. |
| Perşembe günü ise dul olacağım. | Open Subtitles | استرخي .سأكون أرملة بحلول الخميس. |