| Sen daha iyi biliyorsun, Percy. Eğer söyleyeceğin birşey varsa, burada söyle. | Open Subtitles | أنت تعلم ذلك جيداً بيرسي إن كان لديك شيئ لتقوله، فقله هنا |
| Anne, genç Harry Percy ile arasında olanları devam ettiremeyeceğini biliyor. | Open Subtitles | آن تعرف جيداً، بأنه لايوجد مستقبل لعلاقتها مع الشاب هاري بيرسي. |
| Genç Percy'yi bana bırak. Ne dersem onu yapacak. | Open Subtitles | أما بالنسبة للشاب بيرسي سينفذ ما عرضته عليه. |
| Elbette farketmez ama, Percy ve Abzug'un telgraf gönderdiğini söylemiştin değil mi? | Open Subtitles | بالطبع هذا لا يشكل فارقاً، ولكن أنت قلت أن كلاً من بيرسي وابزوج سوف يجريان مكالمات دولية بهذا الشأن؟ |
| Umarım Lord Percy bu açmazdan kendini kurtarır. | Open Subtitles | أنا أثق لورد بيرسى أنك ستتخلص من المأزق الذى وقعت فيه؟ |
| Percy... iç organlarını merak ettiğin oldu mu hiç? | Open Subtitles | بيرسي.. هل تساءلت مرةً عن كيف هو شكلك من الداخل؟ |
| Dr. Hans Fallada, Sir Percy Hestlestine, İçişleri Bakanı. | Open Subtitles | الدّكتور هانز فولدا، السّير بيرسي هستلستن ، وزير الداخلية. |
| Sir Percy ve Dr. Armstrong için birer sedye hazırlayın. | Open Subtitles | عدّْ النقّالة للسّيدِ بيرسي وواحدة للدّكتورِ آرمسترونغ. |
| Başbakandan Sir Percy'e şifreli bir metin. | Open Subtitles | صور مشفرة إلى السّيد بيرسي مِنْ رئيسِ الوزراء. |
| Marketin önünde Percy Williams'a rastladım. | Open Subtitles | وَقعتُ في بيرسي وليامز أسفل في مخزنِ البقالةَ. |
| En azından Percy'nin ilgisi elbiselerime karşı değildi. | Open Subtitles | على الأقل مشاعر بيرسي لم تكن من أجل ملابسي |
| Noah Percy Ivy Walker'a kötü renkli meyvelerden verdi. | Open Subtitles | أعطي نوح بيرسي آيفي واكر توت ذا اللون الخطر. |
| Biliyor musun, babam Percy Jones ile ilk tanıştığında, ona dayanamamıştı. | Open Subtitles | هل تعلم، حينما قابل أبي بيرسي جونز لم يكن يطيقه |
| Percy, senin Howard'a gittiğini söyledi. Neredeyse profesyonel olacakmışsın. | Open Subtitles | بيرسي أخبرني أنك ذهبت إلى هاورد قال لي بأنك كدت أن تحترف |
| Sana söyledim, evlat. Percy Jones'dan hiçbirşey kaçmaz. | Open Subtitles | أخبرتك، لا شيئ يمر على بيرسي جونز دون أن يعرفه |
| Flanning'li Earl'ün uşağı Percy Londra Kulesi'ne hapsediliyor. | Open Subtitles | لـ إيرل بيرسي خادم آل فلانيغن و الذي كان مسجونا في برج لندن |
| Hepimizin bildiği gibi kulenin bekçisi Gert uyurken Percy zincirlerinden kurtulup uyuyan bekçinin üzerinden atlıyor ve bu hadiseyle dilimize yaygın bir deyiş giriyor. | Open Subtitles | كما هو مشهور نام حارس البرج غيرت بيرسي حرر نفسه و قفز من فوق الحارس النائم مما تسبب بشهرة التعبير الشهير |
| Duyduğumuza göre başına belâ açtığı için Percy Malleson'a kin besliyormuşsun. | Open Subtitles | ما نسمعه، لين، كان هناك دم سيئة بينك وبين بيرسي ماليسون على حساب له الهبوط لك في ذلك في العمل. |
| Yani Percy Malleson aslında Eustace Kendrick'miş. | Open Subtitles | لذلك بيرسي ماليسون هو في الواقع هذا يوستاس كندريك؟ |
| Bay Percy Snodgrass arada iki tek atardı ama bunu asla ortalıkta yapmazdı... bir kenara çekilip gizlice içerdi hayallerini kont olmak ve kızlar süslerdi... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... burnundaki parlak kızarıklığın sebebi nedir? | Open Subtitles | مستر بيرسى سنودجراس معه دائما الزجاجة القديمة لكنه لا يتخيل ان احد يراه فى السر سيشتريها و يشربها بهدوء |
| Sen, yakın zamanda tıp alanında Slater Ödülü'nü kazanan ve mükemmel bir kariyeri olan Percy Travelian ile aynı kişi değil misin? | Open Subtitles | أنت بيرسى ترافيليان نفسه والذى له موقف بارز فى مهنته, والذى فاز حديثا بجائزة سلاتر فى الطب ؟ |