Peter için aldığın evin evraklarında bu logo vardı. | Open Subtitles | عندما كنا شراء العقار لبيتر .. .. كان هذا الشعار على إحدى الأوراق. |
Arazi Ölçümü Ofisi ben Peter için mülk alırken durumu biliyordu. | Open Subtitles | وقد عرف مكتب قياس الأراضي أنني اشتريت عقارا لبيتر. |
Peter için o anlama geliyordu. Taşlar. | Open Subtitles | كان هذا معنى الرب لبيتر ، الحجارة |
Peter için çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل مع بيتر لقد أسست شركة شيل |
Ne yazık ki, işler Peter için pek de iyi gitmiyordu. | Open Subtitles | لسوء الحظ الامور ليست جيدة مع بيتر |
- Evet, Peter için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أجل، أنا متأسفة لما حدث ل(بيتر) |
Biliyorum, ve Peter için iyi olan şey beni bir defasında dövmeye çalışan canavar bir kadınla çıkmaması. | Open Subtitles | هذا حول الذي أفضل لبيتر. أَعْرفُ، والذي أفضل لبيتر لَيسَ للخُرُوج مع a هي وحش الذي مرّة مُجرّب لضَرْبني. |
Bu Peter için harika bir oyundu. | Open Subtitles | كانت لعبة رائعة لبيتر |
Gene, Peter için de aynı paltoyu istiyorum. | Open Subtitles | جين، أريد نفس معطف لبيتر. |
Bunu Peter için yapıyoruz! | Open Subtitles | أنت تُخرّبُ هذا لبيتر! |
Ama o Peter için bir anneden fazlasıydı. | Open Subtitles | (لكنها كانت أكثر من مجرد ام (لبيتر |
Peter için elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | لقد حاولت مع بيتر |
Bu kartını Peter için oynamayacak ama. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} القبعة مرفوعة على عدم (لعبك تلك الورق مع (بيتر |