"petrolün" - Translation from Turkish to Arabic

• النفط
• البترول
• بترول
• للنفط

Eğer o petrolün üstünde yeni türler yaşıyorsa orayı kazamazlar.
حسناً، لا يمكنهم الحفر لو كان هناك حياة أعلى النفط

Bütün bu penguenlerin vücutlarındaki petrolün titizlikle temizlenmesi gerekiyordu. Ve tek bir pengueni temizlemek
كان يجب أن تتم إزالة النفط عن البطاريق بدقة ويستغرق شخصان ساعة على الأقل

Bundan 10 yıl ileri gitsek ve bir varil petrolün fiyatını 100 dolarla kapatsak, 2.2 trilyon ödeyeceğiz.
إن تقدمتم ل10 سنوات وحددتم سعر النفط ب100 دولار للبرميل، ستدفعون 2.2 ترليون.

Böylelikle araçlardaki verimlilik önümüzdeki 40 sene içerisinde petrol tasarrufunu iki katına çıkarabilecek yeni bir rekabetçi otomotiv stratejisini doğurmakla kalmayacak, sonrasında da elektriklenmeye para yetirilebilir hale getirerek kalan petrolün de yerini alacak.
لهذا, لياقة المركبات تكشف عن استرتيجية تنافسية جديدة للسيارات التي يمكن أن تضاعف وفورات النفط على مدى الأربعين سنة المقبلة, و لكنها أيضاً تجعل الكهرباء ميسورة التكلفة و ذلك يحل محل المتبقي من النفط.

Bu yüzük bana, petrolün ne kadar parlak yansıdığını hatırlatıyor.
عندما رأيت هذا الخاتم ذكرني بمدى انعكاس الضوء على البترول

petrolün fiyatı tabana düşüyor. O şirket batıyor ve sonra petrolün fiyatını yeniden çıkarabiliyorsunuz.
ينخفض سعر النفط . تلك الشركة تخرج من مجال الأعمال، ثم يمكن أن تعيد رفع سعر النفط.

O petrolün kullanımına yönelik hiçbir kural yok.
لا توجد قوانين لإبقاء هذا النفط في باطن الأرض.

Notlarımı yazdığım dönemde, petrolün varili 140 dolardı.
عندما كنت أكتب ملاحظاتي كان سعر النفط 140 دولار للبرميل الواحد.

Penguenler petrol sevmezler, Ve petrolün içinde yüzmeyide sevmezler
فطيور البطريق تكره النفط كم أنهم يكرهون السباحة فيه

Jeologlar petrolün nerede bulunduğunu gayet iyi biliyor.
لدى متخصصي الجيولجيا فكرة أفضل عن أماكن النفط.

İşte petrolün 150 yılının bir görüntüsü, ve neredeyse 150 yıldır enerji sistemimizin kayda değer bir parçasını oluşturuyor.
ها هي لمحة صغيرة لفترة 150 عاماً من النفط. وقد كان الجزء المهيمن لنظام طاقتنا لمعظم تلك ال 150 عاماً.

petrolün en yoğun olduğu yerlerde dahi hiçbir şeyi yakalayabildikleri, toplayabildikleri yok.
ولا نرى اي محاولات لجمع او سحب النفط في الاماكن التي يتجمع فيها

Seyrelticiler petrolün bu şeritlerin altına gitmesini sağlıyor.
فان المشتتات تدفع ذلك النفط الى اسفل البقع

Ama politik kimya hakkında konuşmadan önce, aslında petrolün kimyası hakkında konuşmalıyım .
لكن قبل أن أتحدث عن الكيمياء السياسية أنا في الحقيقة بحاجة أن أتحدث عن كيمياء النفط

İzninizle size biraz da petrolün kimyasından bahsedeyim.
دعوني أخبركم شيئاً بسيطاً عن كيمياء النفط

Size biraz da sudaki petrolün kimyasından söz edeyim.
دعوني أخبركم القليل عن كيمياء النفط في الماء.

petrolün ve suyun kimyası aynı zamanda politikalarımıza da bulaştığında, bu kesinlikle çok patlayıcı olur.
كيميائية النفط في الماء عندما لامست سياساتنا كان لها بالفعل تأثير متفجر

Fakat aslında "petrolün ötesinde" sloganı bu yüzden işe yarıyor.
لكن في الحقيقة, هذا سبب نجاح شعار "ما وراء النفط"

Venezuela petrolün 50 bin hissesini almasını söylerim.
ليشتري لي أسهم بمقدار 50 ألف دولار من النفط الفينزويلي

Petrol kıtlığı kurgudur. ancak biz inanmanızı, bunun gerçek olduğunu, gerçekten petrolün tükendiğini inandırmak için yeteri kadar online içerik koyduk.
شح البترول خيالي، ولكننا وفرنا المواد اللازمة لتصدق أنها حقيقية، ولتعيش حياتك الحقيقية كما لو أن البترول قد إنتهى.

Yeni hükümet, İngiliz ve Amerikan petrol şirketlerini yerelleştirdi böylece İran'a ait petrolün İran halkına verilmesi sağlandı.
قام بتأميم الحيازات البريطانية و الامريكية من البترول مُعيداً بذلك بترول إيران, إلى شعبه

Yani kirli suyun ve petrolün arkalarından sızması için bolca fırsat mevcut.
كما ان وسائل الحصر التي تستخدم يمكن للنفط والمياه الملوثة ان تتجاوزها