| Üzgünüm, hayır. O petfolcü falan değil. Kahrolası bir fosil o, petrolcü değil. | Open Subtitles | هو لَيسَ من رجال النفط هو متحجر لعين لَكنَّه لَيسَ من رجال النفط |
| Sahte bir kumarhane anlaşmasına yatırım yapmak için Kuzey Dakota'da bir petrolcü var. | Open Subtitles | حصلت على رجال النفط في ولاية داكوتا الشمالية للاستثمار في صفقة كازينو وهمية. |
| En yakın dostu da George DeMohrenschildt adında bir petrolcü. | Open Subtitles | أقرب صديق له هو رجل النفط المدعو جورج ديمورنشيلد |
| Arazinizi kazmak için kapınızı aşındıran onca adam arasında gerçek petrolcü olanlar belki de bir elin parmaklarını geçmeyecektir. | Open Subtitles | من بين كلّ الرجال الذين يتوسّلون فرصة للتنقيب بأراضيكم قد يكون هنالك تاجر نفط واحد من بين عشرين رجل |
| Bir petrolcü iflas ediyor bile olsa neden bu kadar risk alsın? | Open Subtitles | وِلمَ رجل لديه شركة نفط ، يُخاطر بنفسه ، حتى لو كان مُفلساً ؟ |
| İnşallah bir petrolcü olarak eski tarz dobra dobra konuşmamı mazur görürsünüz. | Open Subtitles | كتاجر نفط أَتمنى أن تغفر لى كَلامى القديم البسيط |
| Arazinizde kuyu açmak isteyen onca adam arasında anca 20'de biri petrolcü olabilir. | Open Subtitles | من بين كل الرجال الذين يتمنون حفر قطعك ربما واحد من كل عشرين سيكون رجل النفط |
| petrolcü adamları temizlik işlerinden çekmen gerek. | Open Subtitles | حَسناً، أَحتاجُك منع اسْتِمْرار رجال النفط كأعضاء في لجنةِ عمل الوظائفِ النظيفةِ. |
| Temizlik işleri kurulunda petrolcü kimse bulunmayacaktı. | Open Subtitles | انه لا احد من رجال النفط على لجنة الوظائف النظيفة |
| Son görüştüğümde, Alaska'dan birisiyle tanıştığını söylemişti, ...Henry adında bir petrolcü ile- ... son gezisinde tanışmış. | Open Subtitles | لا أظن آخر مرة تحدثت معها قالت أنها قابلت رجلاً آخر هنري من ألاسكا، من أثرياء النفط |
| petrolcü Henry'i ortaya attı. | Open Subtitles | أتحدثت معه عن خيانة أمي؟ هو من تكلم عن هنري رجل النفط |
| Avukat yasalarla ne kadar ilgili ise petrolcü de petrolle o kadar ilgilidir. | Open Subtitles | تجارة النفط تدور حول النفط كما انك في ان تكون محامي تكون حول القانون |
| - Yani, sadece petrolcü mü olacak? | Open Subtitles | هل تقصد بأن جميعكم من حقل النفط ؟ |
| petrolcü olmaması konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | لقد وعدت بعدم ادخال اي احد من رجال النفط - تشاك ليس من رجال النفط . |
| petrolcü olarak yasal görünüyor, ama aslında zengin bir çete lideri. | Open Subtitles | فعمله كتاجر نفط مجرّد واجهة شرعية , لكنه في الأساس رجل عصابات ثري للغاية |
| Bu konuda ne kadar başarılı olsam da korkarım ki ben petrolcü değilim. | Open Subtitles | على جميع ما حققته بهذا الأمر ولكنني اشعر بأنني لست رجل نفط |
| Şu anda pokerden filan para kazanıyorum ki o petrolcü olabileyim. | Open Subtitles | أنا أكسب المال في الوقت الراهن من لعب البوكر عالية المخاطر و أشياء من هذا القبيل حتى أتمكن من أن أصبح رجل نفط... |
| Bu nedenle bir petrolcü olduğumu belirttiğimde abartmış olmam. | Open Subtitles | لذا يروقني اعتبار نفسي تاجر نفط |
| Kovboy değilse, petrolcü. | Open Subtitles | حسناً , تاجر نفط |
| Louise'e petrolcüyüm diyorsun madem, petrolcü olsana. | Open Subtitles | طالما أنك أخبرت (لويز) بأنك رجل نفط لما لا تصبح واحداً منهم |
| Kendimi bir petrolcü olarak görüyorum. | Open Subtitles | أود أن أفكر بنفسي كتاجر نفط |