Benim veya bir başkasının şimdiye dek gördüğü en saf meth'i pişiriyor. | Open Subtitles | يطبخ أنقى انواع الميث والذي لم أرهُ او يراه الآخرين من قبل. |
Fakat liseye başladığında, kendi yemeğini pişiriyor kapıyı kilitleyip yatağına gidiyordu. | Open Subtitles | ولكن عندما بدأ المرحلة المتوسطة ،أصبح يطبخ لنفسه .ويغلق المنزل, ويذهب إلى سريره لوحده |
Evet ben de açım. Fakat annem burada yemek pişiriyor. | Open Subtitles | بلى أنا جائع و لكن أمي إنها تطبخ العشاء هنا |
Çünkü karım evde biftek pişiriyor ve ben vardığımda çoktan kurumuş olacak. | Open Subtitles | لأن زوجتي تطبخ شريحة لحم بالمنزل والتي سوف تبرد عندما اصل الى هناك |
Yeşil olsa şaşarım zaten. Bu kadın neden sebzeleri bu kadar kötü pişiriyor? | Open Subtitles | لماذا لا تستطيع هذه المرأة ان تطهو افضل من هذا ؟ |
Bana iş buluyor, et pişiriyor. | Open Subtitles | يجد لي وظيفة، يطهو لي شرائح لحم |
Onun kız arkadaşı bizim evde Şükran Günü yemeği pişiriyor. | Open Subtitles | سيدته ستطبخ عشاء عيد الشكر في منزلنا. |
Biri yemek pişiriyor. Dün gece çitin içinde sesler duyduğum için kapıyı açtım. | Open Subtitles | شخص يطبخ ليلة امس فتحت البوابة لانني سمعت صوتا داخل السياج |
Tavuğu fırına koymak istiyorsunuz, fırın "a-ha, bu bir tavuk" diyor ve tavuğu pişiriyor. | TED | تود أن تضع دجاجة في الفرن، وأن يقول الفرن، "آآه، هذه دجاجة،" ثم يطبخ الدجاجة. |
"Tavuğu Nicholas için pişiriyor ve o tavuğu böyle ya da şöyle seviyor". | TED | "آه، إنه يطبخ الدجاجة لنيكولاس، وهو يحبها بتلك الطريقة." |
Güvercin yavrusu pişiriyor, güvercinler gökten yağıyor. | Open Subtitles | يطبخ فرخ الحمام، ويسقط الحمام من السماء |
Bana duygulardan bahsediyor yatakta inanılmaz, yemek de pişiriyor... | Open Subtitles | يتحدث معي حول مشاعره انه رائع في الفراش . انه يطبخ لي . |
Yemek de pişiriyor, senin için mükemmel olur. | Open Subtitles | إنها تطبخ أيضاً، أعتقد أنها مناسبة جداً لك |
ve bana bir gemi şeklinde olan evinde etrafı gösterirken... eşin bir hindi pişiriyor olurdu. | Open Subtitles | ستقول هذا وانت ترنى منزلك .. المصصم على شكل سفينة ستكون زوجتك تطبخ ديكاً رومياً .. |
Meksika yemeği pişiriyor, beraber çok iyi vakit geçiriyorlar. Muazzam bir sorun bu. | Open Subtitles | تطبخ الاكل المكسيكي، وهم يستمتعوا باوقاتهم بالطبع هناك مشكلة كبيرة |
Kandahar'daki ofisinde ekmek makinası olan birisiydi, bir parça kuru üzümlü ekmek pişiriyor ve daha sonra spor salonuna gidip 25-30 mekik çekerek bunu eritiyordu. | TED | لقد كانت تصنع الخبز في مكتبها في قندهار، ويمكن أن تطهو كمية هائلة من الخبز بالزبيب ثم تذهب إلى قاعة الرياضة وممارسة 25 إلى 30 تمرين سحب البار |
Bu benim annem. Şükran günü yemeğini pişiriyor. | Open Subtitles | إنها أُمي تطهو عشاء عيد الشُكر. |
Şimdide mutfakta chili pişiriyor,maçı izliyor. | Open Subtitles | والآن هو في المطبخ يطهو, وتشاهدون |
Benim en iyi arkadaşım o, bize fasulye pilav pişiriyor. | Open Subtitles | "هيا جميعا" إنه صديقي المفضل كان يطهو لنا الأرز و الفاصوليا |
Benimki bu akşam köfte pişiriyor. Annem. | Open Subtitles | ،السيدة ستطبخ رغيف لحم للعشاء (أعني أمي .. |
Nige pişiriyor. | Open Subtitles | (نايج) سيطبخ |
Hayır, hayır. Balık pişiriyor ben. | Open Subtitles | لا,لا,لا,انا اعدُ الطعّام, فلا ارقصُ الدِيسْكو |
Güzel bir kadın mutfağında bulduğu malzemelerle sıfırdan yemek pişiriyor. | Open Subtitles | امراة محبوبة تاخذ المكونات تجدها في مطبخها وتطبخ وجبة كاملة من البداية |