O uçak sensiz kalkarsa buna pişman olursun. | Open Subtitles | اذا اقلعت تلك الطائرة و انتى لستى بها ستندمين على ذلك |
O uçak sensiz kalkarsa bundan pişman olursun. | Open Subtitles | اذا غادرت تلك الطائرة و انتى لستى على متنها ستندمين على ذلك |
Eğer bana yalan söylersen, çok pişman olursun, anladın mı? | Open Subtitles | لكن ان كذبتَ عليّ فانك ستندم على ذلك طيلة حياتك |
Gelmezsen ömür boyu pişman olursun. | Open Subtitles | اذا لم تأتى , سوف تندم على هذا كلما واتتك الفكره |
Vedalaşma şansını yakalayamazsan pişman olursun. | Open Subtitles | يجب أن تودعها إن لم تحظَ بفرصة لتوديعها فستندم |
Öyle birine bulaşırsan eninde sonunda pişman olursun. | Open Subtitles | أنت ورطت نفسك مع شخص كهذا. فستندمين عاجلاً و ليس أجلاً. |
İlk gördüğünü alırsan bütün tatil boyunca pişman olursun. | Open Subtitles | لا تقومي بشراء أول شيء ترينه ستشعرين بالندم لبقية الرحلة |
Eğer istiyorsan kesebilirsin, ama pişman olursun. | Open Subtitles | إقطعيه, إذا كنت تريدين ذلك ولكنك سوف تندمين على ذلك |
Orda dur, yemin ederim ki buna pişman olursun. | Open Subtitles | الإقامة ما زالَتْ أَو أنا أَحْلفُ باللهك سَتَأْسفُ لهذا. |
Kim olduğun umrumda değil, bir daha böyle evime girersen, pişman olursun. | Open Subtitles | أأنت مُستعد؟ لا أهتم من تكونين، اقتحمي منزل مُجدّداً، وستندمين. |
Bazen kontrolü bırakmalısın, yoksa pişman olursun. | Open Subtitles | يجب أن تتخلي عن بعض السيطرة وإلا ستندمين على ذلك |
O kuru temizleme poşetinin içindeki elbise dolabın dibindeyse çok pişman olursun küçük hanım. | Open Subtitles | إن كانت الملابس من كيس النشّافة على الارض عند خزانتي ستندمين كثيراً أيتها الشابة |
Tek bir kelime daha edersen, seni temin ederim ki pişman olursun. | Open Subtitles | واذا قلتي كلمة اخرى انا اعدك ستندمين عليها |
Kim olduğunu ve ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama seni temin ederim buna pişman olursun. | Open Subtitles | لا أعرف من تكونين أو ماذا تعتقدين انك تفعلين لكن اضمن لك أنك ستندمين على هذا |
Kim olduğunu ve ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama seni temin ederim buna pişman olursun. | Open Subtitles | لا أعرف من تكونين أو ماذا تعتقدين انك تفعلين لكن اضمن لك أنك ستندمين على هذا |
- Yapmayı istemediğim şey benden yapmamı istediğin şeyi yapmak çünkü sonra pişman olursun. | Open Subtitles | فعله عبارة عن شيء تطلبيه مني وبعد ذلك ستندمين عليه |
"Ama onlara bir şey olursa anandan doğduğuna pişman olursun." | Open Subtitles | ولكن لو وقع لهما مكروه" "أعدك أنك ستندم على ذلك |
Seni istemediği bir zamanda onu ararsan eğer, zayıf biri olursun ve pişman olursun. | Open Subtitles | اذا اتصلت بها و قالت لك ألا تتصل بها و ستبدو ضعيفا و ستندم على هذا |
Benim tekilimi geri çevirirsen pişman olursun elindekileri kaybedersen eve yada bakkala giderken bisiklet kullanmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك سوف تندم على عدم قبول مساعدتي عندما تكون ذاهب الى المنزل مع البقالة تتدلى المقاود من دراجتك. |
Eğer caz grubunda olduğumdan dolayı espiri yaparsan pişman olursun. | Open Subtitles | إذا سخرت من حقيقة أنني في فرقة جاز, فستندم |
Eğer bu uçak havalanır da sen onunla olmazsan çok pişman olursun. | Open Subtitles | لو غادرت تلك الطائرة الأرض ولم تكوني برفقته، فستندمين |
İlk gördüğünü alırsan bütün tatil boyunca pişman olursun. | Open Subtitles | لا تقومي بشراء أول شيء ترينه ستشعرين بالندم لبقية الرحلة |
Bu hafta sonu saçmalıklarınla kızıma yanaşırsan hayatın boyunca pişman olursun. | Open Subtitles | إذا تقربتِ من ابنتي هذا الاسبوع وحماقتك سوف تندمين على ذلك لبقية حياتك |
Buna pişman olursun. | Open Subtitles | أنت سَتَأْسفُ له. |
İşler çirkinleşirse, pişman olursun. | Open Subtitles | هذا قد يعود عليك بالسوء، وستندمين. |
Yoksa ömrün boyunca pişman olursun. | Open Subtitles | وإلا ستندم طوال حياتك |
Ama onu önce Çinliler bulacak olursa buna hayatın boyunca pişman olursun. | Open Subtitles | ثق بيّ ، إن وجدها الصينيون أولاً سيكون هذا شيء تندم عليه طالما حييت |
Dr. Williams, benim asistanımsın ama arkadaşım değilsin ve günümü olduğundan daha zor hale getirirsen seni seçtiğime pişman olursun. | Open Subtitles | د,ويليامز، أنتي طالبتي الجديدة، لستِ صديقتي، وإذا جعلتي يومي في العمل أطول مما هو عليه ستأسفين أنني أخترتكِ |