Her piksel, insanların hareketlerinden veya dahasıtla yapılan girdilerle kontrol edilebilir. | TED | يمكن أن يكون لدى كل بكسل معلومات تدخل من قبل الناس أنفسهم ، مثلاً من حركة الناس ، وهكذا |
Nick Parlante: Görüntüdeki her piksel için kırmızıyı sıfıra ayarlayın. | TED | نيك بارلانتي: لكل بكسل في الصورة، ضع قيمة اللون الأحمر تساوي صفر. |
Renkli görüntülerde, her piksel ana renklere karşılık gelen üç adet ikili kod dizisi tarafından temsil edilir. | TED | في الصور الملونة، يتم تمثيل كل بكسل بثلاثة تسلسلات ثنائية التي تقابل الألوان الأساسية. |
Siyah beyaz fotoğraftaki her bir piksel basitçe sıfır ve birlerden oluşur. | TED | فكل بيكسل في صورة بيضاء وسوداء هي بكل بساطة صفر أو واحد. |
Yani örneğin bu resim yaklaşık, 10 milyar piksel büyüklüğünde. | TED | ولذلك هذه الصورة، على سبيل المثال، لديها ما يقارب، على ما أعتقد، حوالي 10 مليار بيكسل. |
Şimdi bazı yerlere piksel ekleyip bazı yerlerden çıkarıyorum. | Open Subtitles | ما أقوم به إضافة بكسل على بعض النقاط و محي بكسل على بعض النقاط الأخرى |
Şu mega piksel hikayesi falan, başımı döndürüyor. | Open Subtitles | كل تلك امور الميجا بكسل تصيب رأسي بالدوار |
Ayarlanabilir piksel çapı ve yüksek geçiş filtresi koyarak düşük frekanslı detayları çıkarıp yüksek frekanslı detayları daha net olarak bırakmayı başardım. | Open Subtitles | منخلالخلق تمريرة عالية تصفية مع دائرة نصف قطرها بكسل قابل للتعديل، وكنت قادرا على إزالة التفاصيل التردد المنخفض |
Pek çok çeşit sensör taşıyor ve bu sensörlerin fotoğraf kalitesi, piksel başına bir ila iki santimetre kadar çok olabiliyor. | TED | وهي تحمل مجموعة متنوعة من أجهزة الاستشعار، وجودة الصورة لبعض من هذه المستشعرات يمكن أن تصل إلى سنتيمتر واحد إلى اثنين في كل بكسل. |
İnsanlar piksel oranı ya da tarama hızı iyi olanın kazanacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | ... الناسحسبتأنه هناك معدل بكسل و أو معدل تجديد محتويات الشاشة ، وهما يعتبرا نفس الشيء |
Ama bu kadar yüksek voltajla bir pikseli öldürürseniz yanındaki piksel de etkilenmez mi? | Open Subtitles | لكن إن ضربت بكسل ,بجهد بهذا العلي |
piksel piksel analiz edip, sıralayıp her şeyi birleştirecek bir program yazmaya çalışıyorum ama, neyse. | Open Subtitles | كُنت أحاول كتابة برنامج سوف يُفرز ويُحلل ويُعيد تجميع كل شيء ... بكسل تلو الآخر ، لكن |
(Kahkaha sesleri) Bunu uçabilen bir piksel olarak düşünün. | TED | (ضحك) فكروا بهذا على أنه بكسل (عنصورة - من عنصر الصورة) ، بكسل طائر |
Mesela, eğer fotoğrafta 30 adet yeşil komşu piksel varsa, run-length encoding denilen bir sistemle, ayrı ayrı kodlanmak yerine "30 yeşil" olarak kodlanılabilir. | TED | على سبيل المثال، إذا كانت الصورة تحتوي على 30 بكسل خضراء متجاورة، يمكن تسجيلها كـ "30 أخضر" بدلًا من ترميز كل بكسل على حدة - عملية تعرف باسم ترميز طول التشغيل. |
Her piksel bir milimetre genişliğin binde ikisi kadar. | TED | تبلغ كل نقطة (بكسل) ألفين مليميتر عرضًا، أي 2 ميكرون: 2 مليون من المتر. |
1 lüks, 250'ye 268 piksel. | Open Subtitles | 1لوكس 250×268 بكسل |
piksel, adreslenebilen en küçük ekran elemanıdır. | Open Subtitles | بكسل" هو أصغر وحدة يمكن تحديدها" |
İşte şuanda sizlere 10milyar piksel ile neler elde edebileceğimizi göstermeye çalışacağım. | TED | وبالتالي سأحاول عرض ما تحصل عليها فعلا من 10 ملايير بيكسل. |
Yaklaşık olarak 13.000 piksel. ve her bir piksel 1,5 milyondan fazla portakal içermektedir. | TED | تحتوي على 13 ألف بيكسل تقريبًا، بالرغم من ذلك، يمكن أن يحتوي كل بيكسل على 1.5 مليون برتقالة. |
bir ya da iki piksel kayıp bile olabilir, çok parlak olmak zorunda değil dedik. | TED | يمكن أن تفتقد إلى بيكسل أو اثنين، لا يجب أن تكون زاهية. |
Belki de bir milyon ya da civarında x -- o görüntüde bir milyon piksel var. | TED | ربما ثمة مليون أو نحو ذلك من المتغير x مليون بيكسل في تلك الصورة. |