"pislikleri" - Translation from Turkish to Arabic

• الأوغاد
• القذارة
• الحثالة
• حثالة
• الاوغاد
• الملاعين
• الأوساخ
• الحماقات
• الفضلات
• القذاره
• القذرين
• الحقراء
• القاذورات من
• المتسكعين

Bu sizin ve diğer çiftçi pislikleri için de geçerli.
هذا بالنسبة لك و آي شخص آخر أيها المزارعين الأوغاد

Ama bu tür teknolojiye sahip olsaydım... kim bilir ne tür pislikleri hallederdim?
كنت سألقن أكبر الأوغاد درسا قاسيا بهذه التقنية

Şeytanın işbirlikçilerinin perdeye boydan boya serdiği iğrenç pislikleri seyretmeye gidecekler.
ليتمرّغ في القذارة المقرفة ويُـفـــرّغ عـبر العالــم من قبل أنصار الشيطان

Yaşlı pislikleri olgun ve dünyevi yapmak uzmanlık alanıydı.
في الواقع ,تخصصها كان في جعل الحثالة كبار السن مسترخين و واقعيين

Burada çalışan bir avukat bana, sanıklardan "dünyanın pislikleri" olarak bahsetmişti ve sonrasında onları temsil etmek zorunda kaldı.
أُخبرت مرة أن محام كان يعمل هناك أشار إلى المتهمين على أنهم "حثالة الأرض" وبعدها كان عليه أن يمثلهم.

Hadi, şu pislikleri haklayalım. Hadi.
لنذهب , لننال من هؤلاء الاوغاد لنتحرك , هيا

Size bir tek şey söyleyeyim, bir daha o pislikleri görürsem fena yapacağım.
ساقول لك شيء عندما اري هؤلاء الملاعين ساكون مستعدا

Kişisel olarak ben pislikleri temizlerim.
أنا شخصياً أحب الأوغاد فهم يجزلون العطاء

O pislikleri öldürürken canım çıkıyor, bir de eve gelince bu zırvaları dinliyorum.
كنت بالخارج أقتل الأوغاد من أجل لقمة عيشنا . فأعود للمنزل لسماع هذا الهراء

Bu şey bulaşıcıysa ve lanet bir solucana dönüşürsem yemin ederim o pislikleri dava edeceğim.
إذا كان يعتقدون أن هذا يمكن أن يهزومنا فسأتحول إلى معارض قوي سوف أقاضي هؤلاء الأوغاد أقسم بالله على ذلك

Tuvaleti hiç böyle pislikleri atmak için kullanmamıştım. İyi oluyormuş.
لم تتخلص من القذارة عبر المرحاض من قبل، هذا واضح

Yüzeyi halı yıkama makinesiyle temizlemenin, pislikleri içeri ittiğini biliyorsun.
بمنظف سجاد فقط يدفع القذارة إلى الأسفل أكثر

Boynunda tasmasıyla pislikleri küreyen korkak ödleğin tekiydi.
حقير متواضع بقلادة حول رقبته و يكنس القذارة

Bence bu pislikleri avlayalım, ve üstlerinden arabalarımızla geçelim.
أنا أقترح أن نطارد هؤلاء الحثالة و من ثم نجرهم بسياراتنا

"pislikleri nasıl savunabiliyorsun?" Sormak istediğin bu değil miydi?
كيفَ تدافع عن هؤلاء الحثالة.. ألم يكن هذا سؤالك؟

Chris ve bu bayan polis bu pislikleri ürkütüp kaçırsa daha iyi.
كريس وأنه أفضل ارتمى يمكن أن أصل بيغ حثالة.

Ne pislikleri temize çıkardığına inanamayacaksın.
لن تصدق كم عدد التهم التي اسقطها من حثالة المجتمع

Dinle evlat, Hayatımı bu pislikleri bulmaya harcıyorum.
يا ولد لقد ضحيت بحياتي لكي اكشف اولئك الاوغاد

Bu pislikleri bulmak istiyorum. Duymak istediğin bu mu?
لم يعثر أحد على هؤلاء الملاعين هل هذا ما تريد سماعه منى ؟

Kararsızlığı, çöküntüyü, geçici çözümleri ve halının altına süpürdüğümüz pislikleri yansıtırlar.
تعكس التقلب، الشقوق، الحلول المؤقتة، و الأوساخ التي ننظفها أسفل السجاد

Bu benim ilk ticari amaçlı Noel'im, ve bütün pislikleri istiyorum.
أنه أول كريسماس تجاري و أريد كل الحماقات

Bir adam fazla gururlanırsa, ...bu bazen, adamın, içindeki pislikleri temizlemesi için iyi olur.
أى رجل سيصبح فخورا جدا أحيانا هو يحسن للحصول على الفضلات

70 tane gerçek birim adamı, sadece tek bir hedefleri olan kardeşler: pislikleri İtalya'dan siktir etmek.
فريق مكون من سبعين رجلا اخوه,لديهم هدف واحد وهو تنظيف ايطاليا من القذاره

o okula giden yıkanmayan pislikleri gördün mü sen?
ولماذا ذلك ثانيةً؟ هل رأيت الفاجرين القذرين الذين يَذْهبُون إلى تلك المدرسة؟

Bizi yakan bu pislikleri halletmek için şeytanla bile pazarlık yaparım.
لكنت سأعمل مع الشيطان نفسه لكي اوقع بأولئك الحقراء الذين تسببوا بطردنا

Bir gün iyi bir yağmur yağacak ve bütün bu pislikleri temizleyecek.
سياْتى اليوم الذى تزال فية هذة القاذورات من الشوارع.

Onu "Amerika'nın en çok aranan pislikleri"nde gördüm, değil mi?
رأيته على "أكثر المتسكعين المطلوبين في أمريكا"، صحيح؟