Sonsuzluk , sıfır. Bu durumda kendimizi şu fikirle sınadık: Ya piyasanın çok ucuz olduğu Çin'de bir dağıtım merkezi kurarsak ? | TED | في هذه الحالة بالذات، تحدينا أنفسنا بفكرة: ماذا لو اضطررنا لبناء مركز توزيع في الصين، حيث السوق منخفض التكلفة؟ |
piyasanın istemediği şeyler çoğu zaman kolayca taklit edilebilen ve düşük miktarda değer üreten şeylerdir. | TED | وعلى الأغلب ما سيرفضه السوق هي تلك النشاطات السهل تكرارها وذات القيمة المحدودة. |
Yönetimin ve piyasanın da üstünde halkın doğrudan yönetme yetkisi vardı. | TED | فوق الحكومة ، فوق السوق كان الحكم المباشر للشعب |
Bu daha büyük alanlarda oluyor, piyasa mekanizmalarının, piyasanın düşünüş şeklinin ve piyasanın çözümlerine cevap olarak | TED | الأمر يحدث، اللجوء لآليات السوق وطرائق تفكير السوق وحلوله، في مساحات أكبر. |
Ama bu piyasanın garipliğinden kaynaklanıyor. | TED | ولكن هذا بسبب نوع من الغرابة في السوق نفسه. |
Eğer piyasanın batması bu demekse, saydamlık, eşitliği sağlamadaki tek yöntem. | TED | إذا كان هذا ما يبدو عليه فشل السوق بالكامل، وعليه يبقى كشف الرواتب الطريقة الوحيدة لضمان العدالة. |
Ancak ırkı bir kenara koyarsak piyasanın kendisi bu eşitsizlikleri ele almakta yetersiz kalmıştır. | TED | ولكن بغض النظر عن العرق, السوق وحده لم يكن كافيا لمعالجة عدم المساواة. |
Tüm bunların özel sektörde olduğu ve sektörde rekabet olduğu için serbest piyasanın bu sorunu çözeceğini düşünüyorsanız | TED | قد تعتقدون الآن، ولأنّ كل هذه الامور خاصة وهناك منافسة، ربما سيعالجُ السوق الحر هذه المشكلة. |
iş hayatını biliyorsunuz ancak piyasanın hareketleri ve organizasyonun hareketleri? | TED | كما ترون، فقطاع الأعمال ما هو الا نتيجه لسلوك السوق وكيف تتصرف المؤسسات؟ |
Sadece kadınlara sütyen satarak piyasanın sadece yüzde ellisini kontrol ediyoruz. | Open Subtitles | أتدريان، بيع حمّالات الصدر للنساء فقط، يجعلنا نستغل خمسين بالمائة فقط من السوق. |
Elbette piyasanın buna nasıl tepki vereceğini gözleyeceğiz. | Open Subtitles | .. بالطبع سيكون علينا أن .. ننتظر لنرى كيف سيكون رد فعل السوق لكن |
Şu anda, serbest piyasanın temelini atan ünlü ekonomist Adam Smithe hürmet etmeliyiz. | Open Subtitles | في هذه الحاله, يجب أن نرجع إلى العالم الاقتصادي المشهور, آدم سميث الذي وضع أساس السوق الحرة |
piyasanın senedin değeri için endişe etmeye başladığında banka satışlarına başlamış. | Open Subtitles | مع السوق المتخوف من الأساس حول تقدير قيمة السهم البنك , بدأ البيع |
Serbest piyasanın tokadının tadına bakmak üzeresin, sürtük. | Open Subtitles | أنت علي وشك أن تختبر مساوئ السوق الحرة أيها الداعر |
Bugün ise, en büyük dördü... piyasanın %80'inden fazlasına sahip. | Open Subtitles | اليوم اكبر اربع شركات تتحكم في 80 % من السوق |
Bana piyasanın üzerinde fiyat vereceğini söyledi. | Open Subtitles | يَقُولُ بأنّه سَيَعطيني أكثر مِنْ سعر السوق لأيّ كمية |
Hacimleri eşitlersin, piyasanın nasıl olduğuna bakarsın ve sonra da fiyatları belirlersin. | Open Subtitles | واذا حددت مستوبات الحجم فقد حددت ما يريده السوق ثم عندها تكتشف الاسعار المناسبة. |
Daha büyük bir stratejik hareketin parçası olsa gerek çünkü teklifi piyasanın üzerinde bence. | Open Subtitles | لابد انه جزء من حركه توسع كبيره لانه عرضه اعلى من سعر السوق اعتقد |
Herkes piyasanın nasıl tepetaklak olduğunu görebilir. | Open Subtitles | أي أحد يمكنه أن يرى انقلاب السوق رأساً على عقب. |
Babam hep piyasanın en yüksek fiyatına aldığını söyler. | Open Subtitles | أبي دائماً ما كان يقول أنه كان الأعلى في السوق |
Modern piyasanın dönüştürücü gücünü hafife almayın. | TED | لا نقلل من قوة التغيير لدى الأسواق الحديثة بحق. |