| Üzgünüm ama cenaze törenini planlamakla meşguluz. | Open Subtitles | إنّي آسف أيّها المُحققان، نحن مشغولين بالتخطيط لنصب تذكاري. |
| Harika. Ben tüm öğleden sonramı yasal stratejimizi planlamakla geçirdim. | Open Subtitles | عظيم , لقد امضيت كامل النهار بالتخطيط لأستراتيجيتنا القانونية |
| Büyük ihtimalle pusu planlamakla meşgul olduğu için. | Open Subtitles | ربما لأنه كان مشغولاً بالتخطيط لنصب كمين |
| Ama hafta sonunda ne yapacağımı planlamakla hapiste yapacaklarımı planlamak arasında bayağı fark var. | Open Subtitles | هذا يصنع فارق كبير التخطيط لنهاية الاسبوع أو لخرم أذنى |
| Ama hafta sonunda ne yapacağımı planlamakla hapiste yapacaklarımı planlamak arasında bayağı fark var. | Open Subtitles | هذا يصنع فارق كبير التخطيط لنهاية الاسبوع أو لخرم أذنى |
| Bütün günlerini, saplantılı bir biçimde... babanın onuruna yapacağı festivali planlamakla geçiriyor. | Open Subtitles | إنه يقضي معظم اليوم وهو مهووس بتخطيط المهرجان لتكريم أبيك |
| Bütün günlerini, saplantılı bir biçimde... babanın onuruna yapacağı festivali planlamakla geçiriyor. | Open Subtitles | إنه يقضي معظم اليوم وهو مهووس بتخطيط المهرجان لتكريم أبيك |
| Bir sonraki işimizi planlamakla meşgulüm. | Open Subtitles | أنا جداً مشغول بالتخطيط لمهمتنا المقبلة |
| Terörist saldırı planlamakla suçlanıyor. | Open Subtitles | وهى متهمة بالتخطيط لهجوم إرهابى |
| Umarım telefonu açmamanın nedeni kızlar gecesini planlamakla meşgul olmandır. | Open Subtitles | مرحباً يا (ألكسيس). آمل أنّكِ لا تُجيبين لأنّكِ مشغولة بالتخطيط لليلة الفتيات. |
| Yolculuğumuzu planlamakla meşguldük. | Open Subtitles | الرحلة , كنا منشغلين بالتخطيط |
| "Rita ile Syl hayatımı ve yaşayacağım yeri planlamakla meşgul olabilirler." | Open Subtitles | "قد تكون (ريتا) و(سِل) مشغولتان بتخطيط حياتي وأين أسكن" |