"poşetleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكياس
        
    • الأكياس
        
    • الاكياس
        
    Sıradan, çirkin alışveriş poşetleri bile hayal edilemeyecek ölçüde sağlam köprülere dönüşebiliyor. TED حتى تلك الأمور المملة، المكروهة، أكياس البقالة البلاستيكية يمكن أن تصبح جسراً أقوى مما يتصوره أي شخص
    Sık yapılan sidik testleri için hazır çiş poşetleri güvenlikten geçmek için parmak ucu kan poşetleri ve diğer vücut atıkları. Open Subtitles أكياس بول مصممة خصيصاً لإختبارات الإدرار المتعددة جيوب دم في أطراف الاصابع من أجل نقاط التفتيش قناني معبئة بمواد جسمانية آخرى
    Dün gece çantanı temizledim, bebeğim ve tek bulduğum fıstık poşetleri ve müzik magazinleri idi. Open Subtitles لقد أفرغت حقيبتك ليلة أمس و لم أجد يا عزيزي سوى أكياس فول سوداني و مجلات موسيقى
    Marie, bir saniye bekle, olur mu? Sonra poşetleri boşaltmana yardım edeceğim. Open Subtitles امهليني ثانية وسأساعدك على تفريغ هذه الأكياس
    poşetleri boşaltma vaktim geldi, değil mi? Open Subtitles ستكون مهمتي هي افراغ هذه الأكياس أليس كذلك؟
    Sonra hatırlar ve çantandan poşetleri çıkartıp her şeyi yeniden paket ettirirdin. Open Subtitles و من ثم أنتِ تتذكرين و تُخرجين الأكياس من حقيبتك و من ثم تجعليني . أرتب كل شيء مرة أخرى
    Bebeğim, tek bulduğum fıstık poşetleri ve müzik dergileriydi. Open Subtitles حقيبتك ليلة أمس و لم أجد يا عزيزي سوى أكياس فول سوداني و مجلات موسيقى
    Bu çöp poşetleri tuvalletten geliyor demek. Open Subtitles أكياس النفايات هذه ، جاءت كلّها من غرفة الإستراحة ؟
    Kuru temizleme poşetleri yüzünden kaç çocuk ölmüştür? Open Subtitles كم عدد الأطفال الذين يتعرضوا للموت بسبب أكياس حفظ الملابس بعد الغسيل؟
    Her geçişimizde ayçiçeği tohumlarıyla dolu poşetleri atmanın komik olacağını düşünmüştük. Open Subtitles لقد اعتقدنا أنّ الأمر مضحك أن نرمي أكياس من بذور عباد الشمس في فناء منزله في كل مرّة نمر بجواره
    Arabadan indin ve elinde sebze poşetleri vardı. Open Subtitles ‫خرجتَ من السيارة ‫تحمل أكياس البقالة.
    Market poşetleri 10 cent olmasaydı başıma geçirirdim. Open Subtitles إذا لم أكياس _ عشرة سنتات لكل منهما، أود أن وضع واحدة فوق رأسي.
    Büyük saklama poşetleri için geri geleceğim. Open Subtitles -سأعود لآخذ أكياس المطبخ الكبيرة
    İçine kondukları tıbbi atık poşetleri içindeki çevresel atıkları muhafaza etmiş. Open Subtitles الأكياس التي كانوا فيها إلتَقَطَتْ و حَفَظَتْ بقايا من البيئة المحيطة بها
    Tamam, poşetleri Olay Yeri İnceleme'ye verin. Bakalım parmak izi bulacaklar mı? Open Subtitles حسناً، أرسل الأكياس للمُحققين الجنائيين، وانظر لو بإمكانهم رفع بصماتٍ.
    poşetleri yerleştirmede falan yardıma ihtiyacınız varsa... Open Subtitles هل تريدان المساعدة في تفريغ هذه الأكياس أو...
    poşetleri yere koysak yeter. Open Subtitles فقط سنضع الأكياس ارضًا. متأكدة؟
    poşetleri değiştirmiş olmalılar. Open Subtitles فعلت ربما بدلوا الأكياس
    poşetleri şuraya bırakabilirsin. Open Subtitles بإمكانك وضع الأكياس هناك.
    Hay aksi. poşetleri karıştırmışım. Benim hatam, Alan. Open Subtitles سحقًا، ولابد وأنني قد خلطت الأكياس ببعضها، الذنب ذنبي يا (آلان)
    Sedir dolap, gizli kilitler hindi poşetleri, yemek kapları. Open Subtitles خزنة من خشب الارز ، اقفال خفية.. الاكياس الخاصة ، هذه هي الأمور التي عليك معرفتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more