| Ancak bu aynı bongo çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor ve halk arasında hızlıca geleneksel tür popülerliğini kaybediyor. | TED | ومع ذلك هذا الطبل نفسه يختفي بسرعة جدًا من المشهد الموسيقي ومن الأسلوب التقليدي أنه يخسر شعبيته بسرعة جدًا بين الناس |
| Bu yüzden popülerliğini yitirdi. Kimse başlangıca geri dönmek istemiyordu. | TED | و ذلك قلل من شعبيته . لم يرغب الناس في العودة الى نقطة البداية |
| Cleander, bulunduğu mevkii kendine güç katmak ve popülerliğini arttırmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | كان كلياندر يعتبر منصبه بمثابة وسيلة له لاكتساب نفوذه الخاص و اكتساب شعبيته الخاصة |
| Bu makine o zamandan beri popülerliğini korudu. | TED | وقد حافظت الآلة على شعبيتها منذ ذلك الحين. |
| popülerliğini satın alan bir başus sürtükus, o. | Open Subtitles | إنها المغرورة التي تشتري شعبيتها |
| Ne zaman bir sorun çıksa yönetim popülerliğini kullanıyor. | Open Subtitles | في كل مرة يحدث حريق تحاول الإدارة إستغلال شعبيتك |
| Onun popülerliğini rahatlıkla kullanabilirsin. | Open Subtitles | فسيمكنك حينها الإستفادة من شعبيته |
| Özellikle onun popülerliğini göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | خصوصا عندما تنظر في وجهها شعبيته. |
| Birisi, popülerliğini çaldığım için benden korkuyor galiba. | Open Subtitles | أحدهم خائف من أن أسرق أضواء شعبيته! |
| Fahişelik yapması, popülerliğini hiç azaltmadı. | Open Subtitles | والشرمطة ساعدت على ارتفاع شعبيتها |
| Şu andaki popülerliğini uzun vadeli güvenlik olarak alma. | Open Subtitles | لا تخلطي بين شعبيتك الحالية وبين سلامتك على المدى الطويل. |