| Boyle'un aksine de benim ilk içgüdülerim poposunu okşamak olmadı. | Open Subtitles | وعلى عكس بويل أول غريزة فكرت بها ليس عناق مؤخرتها |
| Öyle poposunu açarsa üşütür ama.. | Open Subtitles | ستصيبها الحمّى إن أبقت مؤخرتها مكشوفة هناك. |
| Yüzünü bir kere daha gerdirirse poposunu şapka niyetine giymeye başlayacak. | Open Subtitles | رجاءً، إن قامت بتعديل أكثر فستحمل مؤخرتها كقبعة |
| Sürekli peşimde gezerdi. Küçükken poposunu ısırırdım. Küçükken poposunu ısırırdım. | Open Subtitles | كان يتبعني طوال الوقت كنت اعض مؤخرته عندما كان صغيراً |
| Bense ona avukat olacağını söylüyorum. Yoksa poposunu tekmelerim. | Open Subtitles | و أنا أقول انه سيصبح محامي و الا سأركل مؤخرته |
| Ve bazı insanlar da dansçıların poposunu sahne ışıkları altında görmekten hoşlanır. | Open Subtitles | و هُناك بعض الناس يحبون رؤية مؤخرات الراقصين . تحت الأضواء الكاشفة |
| Kimsenin yaşlı poposunu tutmam. | Open Subtitles | لن أمسك بمؤخرة مسنّة، أعني لن أمسك بأي مؤخرة |
| poposunu gösterttiğin için kasabada kahramansın. | Open Subtitles | أنت بطل المدينة الآن لكونك جعلتها تظهر مؤخرتها |
| Demek istediğin, poposunu ilk gördüğünde. Sonra da göğüslerini. | Open Subtitles | تقصدين اولا رأى مؤخرتها ومن ثم رأى حلماتها |
| Bir kedi kızıştığında poposunu havaya kaldırır ve miyavlar. | Open Subtitles | القطة الخصبة ترفع مؤخرتها في الهواء وتعوي. |
| O saygısız poposunu sahamda görmek istemiyorum. | Open Subtitles | اريد مؤخرتها عديمة الاحترام إن تبعد عن عملي |
| Ve iyi ki onun sevgilisini terk etmişim yoksa poposunu kendi kanepesine koyuyor olurdu şu an. | Open Subtitles | ومن الجيد أنني هجرت رفيقها أو لكانت مؤخرتها مزروعة في أريكتها |
| poposunu durduran bir vodu büyüsü daha yapmıştır herhâlde. | Open Subtitles | على الارجح بأنها قد وضعت تعويذة ما لحماية مؤخرتها |
| Çünkü poposunu fırtlatan ve topuklu ayakkabıya uygun yeni bir bacağı var. | Open Subtitles | لأنها تملك قدما مثيرة للكعب تجعل مؤخرتها تبرز. |
| Sanırım, poposunu gördün. Bunu birçok kez söylemiştin. | Open Subtitles | حسنا، لقد كانت مؤخرتها لقد ذكرت ذلك مرات عديدة |
| "Ve daha sonra onun poposunu ters çevirir. | Open Subtitles | وبعد ذالك حول مؤخرتها من الداخل الى الخارج |
| poposunu bile gösterdi. | Open Subtitles | كما تعلموا ، استعرض مؤخرته إلى ان جائت الشرطه |
| İyi ama ne yazıkki doğa ona poposunu kaşımasını söylüyor. | Open Subtitles | هذا جيد، ولكن للأسف الطبيعة لا تنفك عن إخباره بحك مؤخرته |
| Ve afedersiniz ama, şurada poposunu sallayan küçük noel baba gerçekten çok sevimli. | Open Subtitles | و أنا آسفة .. لكن سانتا الذي يهز مؤخرته هناك إنه فاتن |
| Pişik olmaması için poposunu kremlemeyi unutma. | Open Subtitles | تذكر وضع الكريم على مؤخرته كي لا يصاب بالطفح |
| Babacık eve gelsin ve herkesin poposunu temizlesin, öyle mi? | Open Subtitles | والدي قادم في الطريق إنه يمسح مؤخرات الناس |
| Birbirinizin poposunu öpüp, barışamaz mısınız? | Open Subtitles | ألا يمكنكما فحسب تقبيل مؤخرات بعضكما البعض وتتصالحا؟ |
| Pekala, onu hemşiresinin poposunu pandiklerken yakaladık. Bradford da ilk kalp krizinden sonra aynı şeyleri yaşamıştı. | Open Subtitles | حسناً، لقد ضبطناه ممسكاً بمؤخرة الممرضة "برادفورد" قام بفعل الشيء ذاته بعد نوبته القلبية الأولى |