Bu sabah postacının da tez elden hatırlattığı gibi, sen evleniyorsun. | Open Subtitles | ستتزوج .. كما ذكّرنا ساعي البريد من غير إبطاء هذا الصباح |
Biliyor musun bu postacının cidden tahtası eksik. | Open Subtitles | أتعرف، أن ساعي البريد ذاك لديه فشل طليق. |
Bu arada Mon, postacının senin kurabiyelerini beğendiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن ساعي البريد احب الكعك الذي صنعتيه له |
Bu dördüncü oluyor. Bu postacının nesi var? | Open Subtitles | إنها المرّة الرابعة ماهي المشكلة مع ساعي البريد ؟ |
Bir postacının Battery Park'da fayton tespit ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن ساعي بريد لمح عربة ريكشا عند حديقة باتري. |
postacının vurulduğu yerin çevresindeki on sokaktan trafik kamera kayıtlarını aldım. | Open Subtitles | أنا الوصول كاميرات المرور ل 10 لبنة نصف قطرها حيث حصلت على ضرب ساعي البريد |
Sadece iki kişiye ve postacının zevki bir başkaydı. | Open Subtitles | ، اثنان فقط ، و ساعي البريد كان ذواقاً و لا تذكر هذا الموضوع مره أخرى |
Elbette sadece Tanrı değil. postacının hep yaptığı iş. | Open Subtitles | إلا أنه لم يكن الله لأن ساعي البريد يفعل هذا دائماً |
Eskiden postacının elini sıkardın. | Open Subtitles | كنا قادرين على إلقاء التحلية على ساعي البريد. |
postacının dediğine göre mektuplar düzenli olarak geliyormuş. | Open Subtitles | مما قاله ساعي البريد ، أن رسائل أخي كان تُرسل بشكل دوري |
Haberlerde gördüğün postacının başına gelenler... | Open Subtitles | القضية التي رأيتها على التلفاز بشأن ساعي البريد |
Yani aslında postacının iPad'ini uzaktan silmemiz harika bir haber. | Open Subtitles | وبطريقة أخرى أكثر أهميه انها أخبار عظيمة أننا مسحنا أيباد ساعي البريد عن بُعد |
Bu postacının kadın olduğunu sandığın zamanki gibi oldu. | Open Subtitles | هذا مثل عندما اعتقدتي أن ساعي البريد إمرأة مرة أخري |
Dün, seni almalarından sonra postalarıma baktım ve postacının, yanlışlıkla vize yenileme formunu, benim posta kutuma koyduğunu fark ettim. | Open Subtitles | البارحة بعد أن إعتقلوك... نظرت في بريدي... ، ولاحظت أن ساعي البريد... |
Dün, seni almalarından sonra postalarıma baktım ve postacının, yanlışlıkla vize yenileme formunu, benim posta kutuma koyduğunu fark ettim. | Open Subtitles | البارحة بعد أن إعتقلوك... نظرت في بريدي... ، ولاحظت أن ساعي البريد... |
Patron bana bunun bir postacının sırrı oIduğunu söyIedi. | Open Subtitles | أخبرني المدير أنها خدعة ساعي البريد |
Arabayı da postacının üzerine parketmişsin. | Open Subtitles | ولقد اوقفتي السيارة على ساعي البريد |
Hiç postacının yolunu gözledim mi? | Open Subtitles | هل سبق و أن اتتظرت ساعي البريد ؟ |
Artık postacının bile senden daha çok şansı var bu konuda. | Open Subtitles | ساعي البريد لديه فرصة أحسن منك الاَن |
postacının katili intihara kalkışmış. | Open Subtitles | في حادثة ساعي البريد. القاتل إنتحر |
Düşünsene, postacının biri bütün mektupları kurcalıyor (! ) | Open Subtitles | تخيل ساعي بريد يتجسس على رسائل الناس |