Prensiplerinden nefret ediyorum, ama onları anlatmanı seviyorum. | Open Subtitles | إنني أحتقر مبادئك و لكني أستمتع بطريقة عرضك لها |
Anlamı Prensiplerinden asla vazgeçmemektir. | Open Subtitles | تُعنى ألا تتنازل أبداً عن مبادئك |
Prensiplerinden ödün verme. İlkelerini terk etme. | Open Subtitles | لا تتنازل عن مبادئك أو تتخلى عن قضيتك |
Ama aşk için Prensiplerinden ödün verecek biri değil. | Open Subtitles | لكنّه ليس من النوع الذي يخالف مبادئه من أجل الحب |
Aşk için ne olursa yapardı hatta Prensiplerinden taviz vermek buna dahil. | Open Subtitles | من اجل الحب، كان على استعداد لفعل أي شيء حتى ان يتنازل عن مبادئه الخاصة |
Koşullar çok zor, ama AMBE'nin ise yaramış Prensiplerinden ödün vermemiz söz konusu olamaz. | TED | الشروط صعبة و لكننا لا نستطيع المساومة على هذه المبادئ التي أنجحت آيمز |
Eğer benim için Prensiplerinden vazgeçiyorsan | Open Subtitles | - نعم. إذا كنت على استعداد للتخلي عن مبادئك بالنسبة لي، |
- Prensiplerinden taviz veremezsin. | Open Subtitles | -لا تستطيع المساومة على مبادئك |
Bunun Prensiplerinden ödün verdirmesini ve işini , etkilemesini istemiyorum. | Open Subtitles | أن تتخلى عن مبادئك في عملك |
Prensiplerinden ödün vermeye razı olduğunda. | Open Subtitles | وعلى استعداد للتنازل عن مبادئه. |
Fakat asla Prensiplerinden ödün vermedi. | Open Subtitles | لكنه لم يسوي مبادئه |
Erkeğim, yani Gavin'in katili asla para için Prensiplerinden ödün vermez. | Open Subtitles | رَجُلي, قاتِل (غافين)، لن يتخلى عن مبادئه مقابل المال. |
bunu yapmanın ana Prensiplerinden bahsettik. | TED | لقد سبق و شرحنا المبادئ الرئيسية لكيفية القيام بذلك. |
Devrimci bir zihniyetle şekillenmiş toplumumuzda kutuplaşmalar başladı, en başta belirlediğimiz özgürlük, saygınlık, sosyal adalet gibi ideallerinden ve Prensiplerinden uzaklaştı. | TED | لقد شُكل مجتمعنا بالعقلية الثورية وأصبح أكثر انقساما واقتيد بعيدا عن المبادئ و المثل الحرية والكرامة والعدالة الاجتماعية اللاتي تمسكنا بهم في البداية |