General Preston herhangi bir sivil karışıklığı önleyebileceğini garanti etti. | Open Subtitles | جنرال بريستون طمأننى الى احتواء الجيش على اي اضطراب مدنى |
Sör Charles, Preston yakınında bazı işleri için bana görev verdi, ...ertelemeden gitmem gerekiyor ve yaklaşık bir hafta dönmeyeceğim. | Open Subtitles | سير تشارلز تعهد إلي بالإهتمام ببعض الأعمال ,قرب بريستون وعلي أن أذهب دون تأخير و لن أعود قبل أسبوع تقريباَ |
Cinayetlerden sonra Preston, aileye neredeyse tam bir mali destek sağlamış. | Open Subtitles | و من ثم بعد الجرائم بريستون,قام بدعم العائلة ماديا بالكامل تقريبا |
Burası Jake Preston'a yapılan saldırının şahidi Colin Kirkland'ın yaşadığı yer. | Open Subtitles | هناك يعيش كولين كيركلاند الفتى الذي شهد الهجوم على جايك بريستون |
Sadece birkaç gündür yapıyorum ve o ahmak Preston çalmaya geliyor. | Open Subtitles | أنا فقط عُمِلتُه بضعة أيام، وذلك أبلهِ بريستن جاءتْ المُحَاوَلَة لسَرِقَته. |
Preston Reed: Oldukça heyecan verici ve gerçekten gurur duyuyorum, onur duyuyorum. | TED | ريد بريستون: إنه أمر مذهل، وأشعر بالفخر والأعتزاز حقاً. |
Anneme emir verebilirsiniz, bayan Preston, bana değil. | Open Subtitles | يمكنك أن تصدرى الأوامر لوالدتى , يا سيدة بريستون . و ليس لى |
Bu arada, Daniel, Preston bu iyiliğini unutmayacak. | Open Subtitles | بالمناسبة , يا دانيال . بريستون لن يكون جاحد |
Bir dakika lütfen. Bayan Preston, hanım efendi. | Open Subtitles | دقيقة واحدة . إنها السيدة بريستون , يا سيدتى |
Bayan Preston, ziyaretçinizin daireye girişini bana tam olarak anlatın. | Open Subtitles | حسناً , يا سيدة بريستون . إخبرينى بالظبط كيف دخل ذلك الزائر إلى الشقة |
Söyleyin, bayan Preston, kapıyı onun suratına kapatmayı denediniz mi? | Open Subtitles | إخبرينى , يا سيدة بريستون هل حاولتى غلق الباب عليه ؟ |
O zaman siz yerine niçin bay Preston tarafından arandığımı açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | إذن , هلا تشرحى لى سبب المكالمة الهاتفية . التى تلقيتها من السيدة بريستون |
Şey, afallamıştım. Bay Preston'ın ne yapılması gerektiğini bildiğini sandım. | Open Subtitles | حسناً , لقد كنت مشوشة . و إعتقدت أن ربما السيدة بريستون كانت تعرف ما تفعله |
Hemen bay Preston'ı aradım, sonra da buraya koşup ne yapabileceğime baktım. | Open Subtitles | لقد إتصلت بالسيد بريستون فى الحال . ثم أسرعت إلى هُنا لأرى ما الذى يمكننى فعله |
Dedi ki, "Sizi ne zaman arayayım, bayan Preston? | Open Subtitles | لقد قال , ما هو الوقت الذى يجب أن أتصل بكى فيه . يا سيدة بريستون ؟ |
Bayan Preston, başınızı sabit tutun ve gözlerinizle parmağımı takip edin. | Open Subtitles | . سيدة بريستون , إبقى عيناكى على إصبعى حينما يتحرك |
Bayan Preston kişilik bölünmesi kurbanı olabilir. | Open Subtitles | . السيدة بريستون ربما تكون ضحية الإنفصام الشخصى |
Elbette size kalmış, bay Preston. Bir düşünün. İzninizle. | Open Subtitles | و الأمر متروك لك بالطبع , يا سيد بريستون . فكر فى الأمر , معذرة |
Rahip John Preston görev nedeniyle aşağıya geçiyorum. | Open Subtitles | الكاهن جون بريستن للدخوا الى الحي السفلي |
Bu Preston karakteri hayata geçirilmeliydi. | Open Subtitles | هذا شخص بريستن الحاجات للمجيء إلى الحياة. |
Merak etme Preston. Bu konuda çok antremanlıyım. | Open Subtitles | لا تقلق يا بريستن فقد تمرنت على هذا كثيراً |