Bu bilgisayarın çalışmasını sağlayan şey stereographic projeksiyon denilen bir şey. | TED | والفكرة الرئيسية عن هذا الكمبيوتر وعمله هو ما يدعى الإسقاط المجسمي |
projeksiyon nereden geldi biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف من أين جاء هذا الإسقاط من اللازم. |
projeksiyon odasında saklanabilir miyiz? Kimse girmez oraya... | Open Subtitles | يستطيع أن يختبئ في غرفة الإسقاط لا أحد يدخل لهناك |
Travis mobil projeksiyon aracı için bir gösterim hazırladı. | Open Subtitles | وكان ترافيس ضعت مثالا مركبة الإسقاط المحمولة. |
Fakat bu benlik, başkalarının projeksiyonlarına dayanan bir projeksiyon. | TED | لكن النفس هي امتداد. مبنية على توقعات الناس الآخرين. |
Bu günlerde tüm gösteri odalarında digital projeksiyon cihazı var. | Open Subtitles | جميع المسارح لها الإسقاط الرقمي، في هذه الأيام. |
bu size projeksiyon sisteminin nasıl çalıştığını gösteriyor. | TED | و هذا يظهر لكم أيضاً كيف يعمل نطاق الإسقاط . |
Orada bir projeksiyon odası vardı. | Open Subtitles | وهذا المكان هناك كان غرفة الإسقاط |
projeksiyon ekranında titreyen bir vajinayla başbaşa kalacaklardı. | Open Subtitles | ناهيك عن مشهد المهبل النابض... على شاشة الإسقاط... |
Bir bakıma astral projeksiyon gibi. | Open Subtitles | نوع من الإسقاط النجمي |
Astral projeksiyon hakkında kitaplar. | Open Subtitles | -كتب عن الإسقاط النجمي |
Ve benliğimin bir projeksiyon olduğunu ve bir işlevi olduğunu fark ettiğimde komik bir şey oldu. | TED | وعندما أدركت وفهمت تماما أن ذاتي ما هي الا امتداد للتوقعات وأن لها وظيفة محددة، شيء غريب حدث. |