Kimin öldürüldüğüne bakmaksızın suikast, politik protestonun en aşağılık versiyonudur. | Open Subtitles | مهما أشعر ناحية الرجال الذين قتلوا، الإغتيال هو أدنى شكل من الإحتجاج السياسي |
Şu aptal protestonun olduğu gün tüm okulun önünde şarkı söyledin. | Open Subtitles | لقد أديتي تلك الأغنية أمام المدرسة بأكملها عندما قمنا بذلك الإحتجاج الغبي. |
Liam gerçekten bu protestonun içinde ve bende bu yüzden protestocu olacağım. | Open Subtitles | ليام متحمس جدًا لهذا الاحتجاج لذا سأكون أكثر محتجّة احتجاجًا |
Her şeye rağmen bu protestonun işinizi aksattığını görebiliyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك، أستطيع أن أرى أن هذا الاحتجاج... ... وقد تماما بالشلل عملك. |
Ben de senin kadar rahatsızım Don ama Amerikalı bir gazeteciyi o protestonun içine göndermem. | Open Subtitles | أنا محبطة مثلك تمامًا يادون, ولكني لن أقوم بإرسال صحفي أمريكي داخل تلك المظاهرة. |
protestonun haberini yapıyorum. | Open Subtitles | إنني أغطي المظاهرة. |
Memur Bey, protestonun olduğu gün, sizin çevik kuvvetteki ilk görevinizdi, değil mi? | Open Subtitles | إذاً أيها الضابط الإحتجاج ذاك اليوم كان أول مرة تخرجُ فيها مع "فرقة مكافحة الشغب", أليس كذلك؟ |
Sibertopyanlar diyor ki, aynı 80'lerde faks ve xerox makinelerinin yaptığı gibi, bloglar ve sosyal ağlar da radikal olarak protestonun ekonomisini değiştirdiler. İnsanlar kaçınılmaz bir şekilde anarşist oldular. | TED | يقول مثاليو الإنترنت (cybertopians)، أنها أكثر شبهاً بما فعلته آلالات الفاكس وآلالات زيروكس في الثمانينات، المدونات والشبكات الإجتماعية نقلت جذرياً إقتصاديات الإحتجاج. لذا سيصبح الناس بالضرورة متمردين. |
protestonun işe yarayacağını düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتظنين حقاً أن تلك المظاهرة ستنجح؟ . |