| En azından Prue'ya geleneksel hediyenden başka bir hediye aldığını söyle. | Open Subtitles | على الأقل أخبريني بأنكِ خططتي لشراء هدية إلى, برو عدا هديتكِ التقليدية لعيد الميلاد |
| Prue, evdesin. Andy ile randevun olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | برو, أنتِ في المنزل اعتقدت بأنكِ في موعد مع، أندي |
| dün gece olanlardan bahsetmiyorum, Prue. | Open Subtitles | أنا لم أقصد أن يحدث ماحدث ليلة الأمس, برو |
| Prue, seks yaptık. bu seni kaçıracağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | برو لقد مارسنا الحب, وهذا لا يعني بأن نهرب |
| Prue'ya benden selam söyleyin. | Open Subtitles | ويقول مرحبا لبرو بالنسبة لي. |
| Prue, seni anlamadığımızı sanma, Fakat sen onu gördün, biz görmedik. | Open Subtitles | برو, ليس أنني لم أفهمكِ ولكنكِ تعرفينه ونحن لا |
| Ortağını öldürenin doğaüstü bir yaratık olduğunu sanıyor ve bir şekilde, nasıl bilmiyorum ama, Prue, cadı olduğunu biliyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد بأن شريكه قد قُتِل عن طريق شخص خارق وبطريقة ما، لا أعرف ماهي بالضبط، لقد عرف أنكِ ساحرة، برو |
| Prue'yu öldürmek istemiyorsa onunla çıkmak istiyor demek. | Open Subtitles | مما يعني أنه إن كان لا يريد قتل، برو لقام بالمجيء لموعدها بشكل دقيق |
| Ortağımı doğaüstü bir yaratığın öldürdüğünü düşünüyorum, ve sanırım Prue Halliwell bunu yapanı bulmama yardım edebilir. | Open Subtitles | النقطة الأهم، إنني أعلم أن شريكي قُتِل بواسطة شيء خارق وأعلم أن، برو هالوويل يمكنها مساعدتي لإكتشافه |
| Prue Halliwell'in espri yapma şekli. | Open Subtitles | أوه، إنه الجانب المضحك الخاص بــ، برو هالوويل |
| Bir dakika Prue. Asıl önemli olan noktayı kaçırmıyor musun? | Open Subtitles | انتظري لحظة، برو ألم تنسيّ النقطة الأساسية؟ |
| Bütün yapmam gereken buydu. Gerisi Prue'ya kalmış. | Open Subtitles | هذا كل مايفترض أن أقوم به، أمّا البقية على، برو |
| Mutfağa gidip Prue'ya ulaşmaya çalışacağım. | Open Subtitles | حسناً، ساذهب للمطبخ وأرى إن كان يمكنني الإتصال بــ، برو |
| Ölümcül öpücüklerden bahsetmişken, seninle konuşmam lazım, Prue. | Open Subtitles | بالحديث عن القُبَل المُميتة يجب أن أتحدّث إليكِ، برو |
| Hayatlar tehlikede, Prue. Masum adamlar ölecekler. | Open Subtitles | هناك أرواح مهددة بالخطر، برو فسيموت أحد الرجال الأبرياء اليوم |
| Bakıyorum beni görünce heyecanlandın. Bu oldukça güzel bir ev, Prue. | Open Subtitles | أرى أنكِ تحمّستِ لرؤيتي إنه منزل رائع، برو |
| Ve içeri girince, Prue gücünü kullanıp onu içerden patlatacak. | Open Subtitles | وعندنا نُصبح بداخله تقوم، برو بإستخدام قدرتها و تفجيره |
| Piper, bu bir kazaydı. Prue'nun arabasını direğe | Open Subtitles | بايبر، لقد كانت حادثة، إن الأمر ليس وكأنني استعرت سيارة، برو |
| Prue'ya benden selam söyleyin. | Open Subtitles | ويقول مرحبا لبرو بالنسبة لي. |
| Prue'ya olanlar gibi. | Open Subtitles | مثل الذي حدث لبرو |
| Prue için. | Open Subtitles | لبرو. |