| Rachel, bu Gary Puckett ve Union Gap'ten "Genç kız" ve... 1980 Police klasiği "Bana çok yaklaşma"nın bir karışımı. | Open Subtitles | ريتشل , هذا مزيج بين يانج جيرل بواسطة جيري باكيت و ذا يونيون جاب و ذا 1980 بوليس كلاسيك, |
| Puckett 'in kız arkadaşının verdiği mektup çantasından bir şey buldum. | Open Subtitles | حصلتُ على شيء من كيس البريد التي أعطتنا إياه صديقة (باكيت). |
| Şimdi, Puckett işinden hastalık kaptı ve tedaviyi reddeden doktoru öldürdü. | Open Subtitles | إذًا (باكيت) يُصبح مريض على العمل. يقتل الطبيب الذي رفض معالجته. |
| Larry Puckett'da müşteri konuşur. | Open Subtitles | لاري ، بوكيت تشيفروليت اترك الزبون يتكلم |
| Larry Puckett'ın otomobilleri fabrika garantilidir. | Open Subtitles | لاري بوكيت جي إم عربات مجازة تحت ضمان المصنع |
| Tanıklar, Puckett 'in bomba patlamadan önce onlarla konuştuğunu söylediler. | Open Subtitles | الشاهد قال (باكيت) تحدث معهم قبل إنفجار القنبلة. |
| O zaman Carson Puckett nasıl oldu da sinirli bir adamdan bombacıya dönüştü? | Open Subtitles | -إذًا كيف تحول (كارسن باكيت) من رجل غاضب مزمن إلى مفجّر؟ |
| Bu durumda Puckett orada yoktu, aksi takdirde sessiz sedasız kaçamazdı. | Open Subtitles | إذا (باكيت) مختبىء في هذا المجمّع السكني، هو قد لا يخرج بهدوء. |
| O zaman, Puckett orada ise yardıma ihtiyacı olacak demektir. | Open Subtitles | إذا (باكيت) في ذلك المجمّع السكني، هو الوحيد الذي سيحتاج مساعدة. |
| Carson Puckett bu sabah Burt Kafe'yi bombaladı. | Open Subtitles | (كارسن باكيت) فجّر مقهى (بيرت) هذا الصباح. |
| Prezervatif bomba tam olarak patlamadı, şayet Puckett doğru bir şekilde hazırlasaydı bütün her yeri yerle bir ederdi. | Open Subtitles | لكن الواقي الجنسي لم يشتعل. لو (باكيت) حزمه بشكل صحيح، المكان بالكامل إحترق. |
| Puckett 'in alkollü araç kullanma raporu elime geçti. | Open Subtitles | حصلتُ على تقرير الإعتقال لـ(باكيت) للسياقة تحت تأثير الكحول. |
| Peki, Puckett sarhoş değilse problemi neydi? | Open Subtitles | إذًا لو (باكيت) لم يكن ثمل، ماذا كان يجري له؟ |
| Evet, bu şekilde onun Carson Puckett olduğunu bilebildim. | Open Subtitles | نعم، سيّدتي. لذلك عرفت أنه كان (كارسن باكيت). |
| Larry Puckett'da müşteri konuşur. | Open Subtitles | لاري بوكيت جي إم عربات مجازة تحت ضمان المصنع وأنت تستطيع التوفير إلى اربعين بالمائة من إم إس آر بي الأصلي |
| Şu tüneller... Puckett Korusu'na giden tüneli öğrenmeliyim. | Open Subtitles | هذه الأنفاقِ، أَحتاجُ واحد الذي يُؤدّي إلى بستانِ بوكيت. |
| Büyükanne Puckett'i duydun mu? | Open Subtitles | لَيستْ أنت سَمعتْ عن الجدّةِ بوكيت أبداً؟ |
| Şu resimdeki Sylvia Puckett, Kuzey Kutbu'nda. | Open Subtitles | الآن، هناك سيلفيا بوكيت في القطبِ الشماليِ. |
| Olabilir. Ev Büyükanne Puckett'e ait. | Open Subtitles | يَعُودُ البيتُ إلى الجدّةِ بوكيت. |
| Jake Puckett. Ödevimi geçirmesine izin vermezsem döverdi beni. | Open Subtitles | (جيك باكت)، إذا لم أتركه ينقل واجبي الدراسي |
| New York One'dan Jaime Puckett oradaydı ve kulüpten... | Open Subtitles | جايمي بوكت كان هناك و تحدث بعدها |