"pulları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطوابع
        
    • طوابع
        
    • قشور
        
    • رقائق
        
    • الترتر
        
    Ona bu sabah verdiğin pulları görünce gerçekten çok heyecanlandı. Open Subtitles لقد كان متحمساً جداً عندما أعطيتيه تلك الطوابع فى الصباح
    Önermeme dönelim. Bu arada, pulları kullandım. Çünkü kimseye telif hakkı ödemek zorunda değilsiniz. TED نعود إلى افتراضي الأساسي، بالمناسبة، قد استعملت الطوابع لأنه ليس عليك أن تدفع شيئا مقابل الحقوق.
    O pulları buraya getir. Seni tekrar kandırmaya çalışıyor. Open Subtitles إحضرى تلك الطوابع إلى هنا انه يحاول أن يخدعكِ ثانية
    Hollanda adalarından Wilhelmina pulları. Open Subtitles طوابع الملكة ويلهيلمينا من الهند الهولندية
    Yaptıkları şey ise kelebeğin dış tarafında, pulları arasında benek olarak görünen sporlar üretmek. TED ما تفعله هو أنها تقوم بإنتاج الأبواغ الملايين من الأبواغ على سطح الفراشة التي تظهر على شكل بقع بين قشور الفراشة
    Yarın sabah ilk iş olarak elçiliğe gidip o pulları iade etmemi söyle. Open Subtitles أخبرنى بالذهاب إلى السفارة أول شئ فى الصباح وتسليم تلك الطوابع
    pulları yalamaya başlayın, kızlar. Çünkü O sizi annenize yazmaya zorlayacak. Open Subtitles إبدأوا بلعق الطوابع يا فتيات، لأنه كان سيكتب البيت للوالدة
    pulları yalamaya başlayın, kızlar. Çünkü O sizi annenize yazmaya zorlayacak. Open Subtitles إبدأوا بلعق الطوابع يا فتيات، لأنه كان سيكتب البيت للوالدة
    pulları görmek istiyorum ve sonra paradan konuşuruz. Open Subtitles أريد أن ارى الطوابع وبعدها نتحدث عن الأمور المالية
    Kardeşim, o lanet olası pulları asla satmayacağımı mı düşünüyor? Open Subtitles يعتقد أخي بأني لن ابيع تلك الطوابع اللعينة؟
    Oraya koy, Ronnie. Bu güzel pulları zedelemek istemem. Open Subtitles ضعيه هناك، روني، لا أريد أن تتلف هذه الطوابع الرائعة
    Sonra genel merkeze gelip tesadüfen aradığım tüm pulları getiriyor. Open Subtitles ثم بالصدفة كانت تملك الطوابع التي ابحث عنها
    Ronnie, şuraya koy. Bu güzel pulları mahvetmek istemiyorum. Open Subtitles ضعيه هناك، روني، لا أريد أن تتلف هذه الطوابع الرائعة
    - Aslında... - Ben olmasam hâlâ posta odasında pulları yalıyor olurdun. Aslında Quentin, sana rağmen hâlâ bir işim var! Open Subtitles لولاي لكنت لا تزال تلعق الطوابع في غرفة البريد في الحقيقة يا كوينتن تمكنت من الاحتفاظ بعملي بغض النظر عنك
    Şimdi, bir müşterinin normal ve sürekli pulları varsa her zaman sürekli pulları alıyorsunuz. Open Subtitles الآن إذا كان الزبون لديه طوابع اعتياديه و طوابع للأبد دائماً تأخذين الطوابع الأبديه
    Şu pulları dışarı gönderirsiniz, sizinkiler de onları bankaya çevirir. Open Subtitles بإرسال هذه الطوابع للخارج و أولادك يحولونها لداخل البنك
    Bu pulları çocukluğumda bulmuştum ve hayatım boyunca bunları gönderebilecek birini bulmayı bekledim. TED "وجدت هذه الطوابع البريدية كطفل، وقد كنت أنتظر طوال حياتي ليكون لدي شخص أرسلها له.
    Sen de pulları alabilirsin. Open Subtitles يمكنك الحصول على الطوابع سأحضر لك بعضها من هنا .
    Neredeyse bende olmayan bütün Wilhelmina pulları. Open Subtitles تقريبا كل طوابع الملكة ويلهيلمينا التي ليست عندي
    Karbondioksit, bikarbonat, balık pulları ve pas da varmış. Open Subtitles بالإضافة الى ثاني أكسيد الكربون كأنيون البيكربونات قشور السمك و الصدأ
    Para hesabı için pulları masadaydı ama arabadan daha fazlası çalındı. Open Subtitles رقائق اللعب الخاصة بة على الطاولة , نقود للمباراة الاكثر سُرق من عربة النقل اجمالى ما تم اخذة
    Gördüğün bu pulları kurbanımızın civarında bulduk. Open Subtitles أرأيتِ هذه الترتر هنا تم العثور عليها مع ضحيتنا المقتول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more