| Quentin'in burada kalmamıza izin vermesi çok hoş bir jestti. | Open Subtitles | هو كَانَ باردَ الطريقَ كوينتن وافقَ على دعنا نَبْقى هنا. |
| Ama sen ve babam mezarlıktaki insanların cennette olduğunu söylemiştiniz, Quentin gibi. | Open Subtitles | لكن انت وابى قلتم ان من فى القبرة فى الجنة مثل كوينتن |
| Ama üstesinden gelmemi sağlayan şey Quentin'le yaşadığım mutlu anıları hatırlamak oldu. | Open Subtitles | ولكن الذى جعلنى اعبر ذلك هو تذكر الاوقات الجيدة لى مع كوينتن |
| Eğer o kitabı bulmazsak fakülte partileri yakından inceleyecek ve bu olamaz Quentin. | Open Subtitles | الكلية سوف تمعن النظر بقوة في الحفلات وهذا لا يمكن أن يحدث، كوينتين |
| Quentin güvenebilecek biri için sana geldiyse neden bu davayı kendin almıyorsun? | Open Subtitles | اذا جاء غوينتن اليك يبحث عن شخص يثق به لماذا لا تستلمي هذه القضيه بنفسك ؟ |
| Yüzüstü falan bırakılmadın. Quentin'in allerjisi vardı. | Open Subtitles | لم يخذلك احد كونتوان لديه حساسيه |
| Yani, benim üzerimde nasıl bir etkiniz olduğuna bakın ya da Quentin'in. | Open Subtitles | أقصد ، انظرى للإختلاف الذى فعلتية معي و لكوينتين ؟ |
| Kötü değil. Sadece annemin Quentin'le ilk tanıştığı hali gibi. | Open Subtitles | انها ليست , اعتقد انها مثل كوينتن عندما قابلتة امى |
| San Quentin'in girişini arıyorduk. Nerede olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | نحن نبحث عن مدخل سان كوينتن أتعرف أين يقع؟ |
| Sadece sizin San Quentin'i bilip bilmediğinizi öğrenmek istedim. | Open Subtitles | اردت أن أعرف ما إذا كنت تعرف أين تقع سان كوينتن |
| San Quentin'de katılan mahkumların listesi. | Open Subtitles | و هذة قائمة بأسماء المساجين الذين شاركوا في الحلقة في سان كوينتن |
| Cumartesi günkü sayımı Stanford yerine San Quentin'e götürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سيكون عندي للإرسال أعداد كبيرة السبت إلى سان كوينتن بدلا من ستانفورد. |
| Özür dilerim! Bu, Hexagon Petrol'den Quentin Hapsburg. | Open Subtitles | أنا أسفة دا كوينتن هتسبرج من شركة بترول هكساجون |
| Quentin'in, Meinheimer'ın yerine geçecek birini bulduğunu ve onun yarın sahte rapor sunacağını mı? | Open Subtitles | ان كوينتن عمل شبيه للدكتور واللي هيلقي خطاب مضلل بكرة؟ |
| Bu teğmen Ivan Burnett. San Quentin'den. | Open Subtitles | هذا الملازم أوّلُ ، إيفان بيورنيت هو مِنْ سان كوينتن |
| Quentin'de olayların bir kısmını tezgahlayan kardeşiydi. - Her şey Q'dan başladı | Open Subtitles | جزء من خطة بَدأَها مِن قِبل أَخِّيه في سان كوينتن |
| Quentin seni küçük deliğinde bırakmalıydı büyü için ağzınla bir şeyler yapardın. | Open Subtitles | كان ينبغي على كوينتين تركك في حفرتكِ تتبادلين العمل من أجل التعاويذ |
| San Quentin'de 27 yıla mahkum olmuş çünkü 21 yaşındayken birini öldürmüş. | TED | كان مسجوناً في سان كوينتين منذ 27 عاماً لأخذه حياة شخص في سن 21 سنة. |
| Yaklasik benim yasimda, ve San Quentin Devlet Hapishanesi'nde. | TED | انه تقريبا بعمري ، وهو سجين في سجن سان كوينتين الحكومي. |
| Ayrıca Quentin'in şirketinin mali durumunu görmek istiyorum. | Open Subtitles | ايضا , اريد ان ارى شركه غوينتن الماليه انا بالفعل طلبت ذلك منهم مره |
| Quentin'in eski karısına gitmesi hoşuna gitmiyor, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تريد ان يعود غوينتن الى زوجته السابقه , اليس كذلك ؟ |
| Hoşçakal Quentin. | Open Subtitles | الى اللقاء كونتوان |
| Quentin'in allerjisi varmış. | Open Subtitles | كونتوان لديه حساسيه |
| Dostum, onları kesip Quentin'e yaptığın gibi sihirli ahşap bir şeyler veremez misin? | Open Subtitles | يا رجل قم بنزعهم ، وأعطني بعض السحر كما فعلت لكوينتين |