"rüşvetten" - Translation from Turkish to Arabic

    • الرشوة
        
    • الرشاوي
        
    Ve böylece rüşvetten vazgeçmeye ikna olmayan hâlâ birçok insan bulunuyor. TED إذن فمازال هناك الكثير من الناس الغير مقتنعين أنه يجب التوقف عن الرشوة.
    Artık değil. rüşvetten tutuklanmış. Hapse girebilir. Open Subtitles لم يعد كذلك ، لقد تم اعتقاله بتهمة الرشوة وقد يذهب إلى السجن
    Bana sunduğun o rüşvetten sonra bunu yaparsan şaşırırdım. Open Subtitles لن اتفاجأ بفعلتك بعد تلك الرشوة التي عرضتها عليّ
    Yarım saat önce, bir büyük jüri Meclis Üyesi Gibbons'ın aleyhinde, rüşvetten adam öldürtmeye kadar 30'dan fazla suçla ilgili dava açılmasına karar verdi. Open Subtitles قبل نصف ساعة أعلنت الهيئة العليا تسليم لائحة اتهام تحتوي على أكثر من 30 تهمة من الرشاوي إلى التآمر بارتكاب جريمة قتل
    Tüm ülke rüşvetten geçilmezken burada "Yolsuzluk" muhabbeti yapıyorlar. Open Subtitles هذا الحديث الغير منتَهي عن "الفساد" البلدة بأكملها تعيش على الرشاوي!
    Öyleyse rüşvetten hapse girmesi bunların üstünü örtmek için miymiş? Open Subtitles إذاً، سجنه بتهمة الرشوة كان لتغطية كل ذلك. ؟
    Bakalım şantaj rüşvetten daha mı çok işe yarayacak? Open Subtitles لأرى إذا كان الإبتزاز سينجح ... . أفضل من الرشوة.
    Ve seninle ilgili, Nate valiye rüşvet verdiğinin resimleri, rüşvetten bahsettiğin bir kayıt, ve sevimli kostümleriyle takımının resimleri var. Open Subtitles (وضدّك ، يا (نيت صور لك وأنت ترشو العمدة شريط فيديو وأنت تتحدّث حول الرشوة
    Polisi arayıp rüşvetten bahsedeyim mi? Open Subtitles (IN ENGLISH) هل تريدوني ان استدعي الشرطة ؟ بعد ذلك اقول لهم عن الرشوة
    Bekleseydiniz, onu rüşvetten suçundan daha fazlası ile yakalardık. Open Subtitles بتهمة أقوى من الرشوة
    Bu "mahkûm ikilemi"nden nasıl kurtulunabileceğini düşünmeye başladık ve ortak eylemlerle ilgili fikirler geliştirdik; temelde, çeşitli rakipleri aynı masa etrafına getirmeye çalışıp hepsine birden aynı anda rüşvetten vazgeçmelerinin ne kadar kendi çıkarlarına olacağını anlattık ve özetlemek gerekirse, neticede Almanya'yı diğer OECD ülkeleriyle beraber ve bazı başka ihracatçılarla birlikte 1997'de, OECD himayesinde, TED بدأنا في التفكير في طريقة للخروج من هذه المعضلة المستعصية و طورنا مفاهيم للعمل الجماعي أساسا محاولين أن نقوم بتجميع المتنافسين المختلفين حول الطاولة و نفسِر لهم جميعا كم سيكون الأمر في مصلحتهم إذا قاموا جميعا في نفس الوقت بالتوقف عن الرشوة, و لأختصر الحديث تمكنَا أخيرا من جعل المانيا توقِع هي وباقي الدول المشتركة في منظمة التعاون و التنمية و القليل من المصدِرين الآخرين.
    - Albay Vetter, rüşvetten soruşturuluyor. Open Subtitles نحن نحقق في أمر النقيب فيتر) إن كان يأخذ الرشاوي)
    rüşvetten bahsediyorum. Open Subtitles ولكن عندما نتحدث عن الرشاوي...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more