"Bu gün rüzgarlı bir son bahar günü olmasına rağmen, gemiyi denize indirmek için mükemmel bir gün." | Open Subtitles | أي عاصف بالأحرى اليوم الخريفي، لكن جيد جدا يوم ل إنطلاق. |
Zamanla alışırsın tatlım. Bugün hava biraz rüzgarlı. | Open Subtitles | ستتعلم التحرك بها يا عزيزي، فاليوم عاصف إلى حدّ ما |
rüzgarlı geceler ve üzgün ışıklar Uzaklaşmayacak | Open Subtitles | ليالي عاصفة ، مناظر محزنة لن تذهب بعيداً |
Öncelikle Kuzey İzlanda'da, yer yer güçlü güneybatı rüzgarlı fırtına bekleniyor. | Open Subtitles | رياح جنوبية غربية منعشة او قوية! وعواصف في ايسلاندا الشمالية, كبداية |
Koşan Dere. rüzgarlı Tepe. Pis işlerini gizlemek için verilen mülayim isimler. | Open Subtitles | (رانينج بروك)، و(ويندي ريدج) أسماء تخفي أعمالاً قذرة |
rüzgarlı şehri arkamda bırakıp Güneşli Eyalete doğru yola çıktım. | Open Subtitles | لذا وضعت هذا الماضي العاصف خلفي وتوجهت للولاية الأكثر إشراقاً |
"Her kim olursan ol, rüzgarlı bir günde yapraklar uçuşur." | Open Subtitles | الأمر أشبه بكنس أوراق شجر في يوم عاصف وهذا صعب على أي شخص |
Ayrıca bugün rüzgarlı bir gün bu yüzden rüzgara da dikkat etmeniz gerekli. | Open Subtitles | و أيضًا، اليوم، الجو عاصف لذا يجب أن تنتبه من الرياح |
Karısının saçının hareketine göre. Hava oldukça rüzgarlı. | Open Subtitles | أذا حكمنا من خلال شعر زوجته يتحرك بشكل عاصف وجذاب |
içeri girelim çok rüzgarlı.içeri girelim hadi ama hadi - evet,usta | Open Subtitles | دعينا ندخل الجوء عاصف لذل فلنذهب للداخل هيا بنا |
rüzgarlı bir günde kadının biriyle yattım diye tanrı beni cezalandırdı. | Open Subtitles | لأني نمتُ مع إمرأة في يوم عاصف |
Dışarısı rüzgarlı ama burası çok sıcak. | Open Subtitles | الجو عاصف في الخارج لكن هنا, حار جدا |
Kötü olacaktım. Tecrübelerimizden yola çıkarak, yukarısının rüzgarlı olacağını biliyorduk | Open Subtitles | علمنا عن سباق خبرة أن الرياح عاصفة عند القمة |
Derler ki rüzgarlı bir gece de halen burnunuza erişte ve yanmış saç kokusu gelir. | Open Subtitles | إنهم يقولون في ليلة عاصفة تستطيعون شم رائحة الشعر المحترق |
Ama en azından rüzgarlı. Sadece Güneşi bekliyorum. Vay anasını, soğuktan düzgün düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | ولكن علي الاقل هناك رياح ننتظر الشمس يا رجل لا أستطيع التفكير جيدا |
St. Andrews'ta oynuyorum, hava da fena hâlde rüzgarlı. | Open Subtitles | أنا العب في سانت أندروز و الجو به رياح كثيرة |
rüzgarlı şehir'den atlayan oldu mu? | Open Subtitles | آي مظليين خرجوا من (ويندي سيتي)؟ |
Bir zamanlar rüzgarlı denizin ışığı gibi parlayan yerler. | Open Subtitles | تألقت المجالات كضوء البحر العاصف |
Burası dünyanın en soğuk ve en rüzgarlı yeri. | Open Subtitles | إنها ابرد وأكثر الأماكن قوة للرياح في العالم |
rüzgarlı bir gündü, saniyeler içinde, alevler onları yuttu. | Open Subtitles | و لأنه كان يوما عاصفا التهمتهم النار في ثوان |
Çok rüzgarlı değildi, fakat duman yine de dalgalandı. | Open Subtitles | لم تكن الرياح قوية جداً لكن الدخان كان يندفع بقوة |
Çok vahşi, rüzgarlı ve güzel bir yer. | Open Subtitles | إنه مكان بري,جميل و مذرور بالرياح |
Fakat orada değilsiniz onun yerine karanlık, soğuk ve rüzgarlı bu yerdesiniz. | Open Subtitles | وأنت لست هناك. أنت هنا حيث يحل الظلام والبرد والرياح. |
rüzgarlı havada, kıpırdayan bir çalıyı yaşayan bir varlıkla karıştırmak kolaydır, | Open Subtitles | عندما يكون الجو عاصفاً من السهل أن تخلط بين شجيرة تتمايل وبين كائن حى |
rüzgarlı şehir Chicago renkli vatandaşlarımızın uzak vatanı. | Open Subtitles | شيكاغو، المدينة العاصفة مقبرة أصحاب البشرة السمراء، ولكنّ ربما ليست بتلك الفوضوية |
Hiç yüksek ve rüzgârlı bir tepede durup meşe palamutlarının düşüp yuvarlanmasını dinlediniz mi? | Open Subtitles | هل وقفت على تلة عالية مليئة بالريح و سمعت صوت سقوط الجوز ودحرجته؟ |