Onu içtikten sonra, oğlan hemen evlilik için onun rızasını alacak. | Open Subtitles | بعد شربه، الفتى سيعرب عن موافقته للزواج فورا. |
Ama mağdur rızasını geri çekerse bu bir tecavüz olur. | Open Subtitles | لكن إن سحب الضحية موافقته فذلك يعدّ اغتصاباً |
Ben de onun rızasını aldığım için rahatım. | Open Subtitles | حسنا، أنا مرتاح تماما أن لدي موافقته. |
Asıl amacımız kızı İslam'a yakınlaştırmaktı bunun için rızasını alacak değiliz. | Open Subtitles | كانت ضرورة منعها من الارتداد عن الدين أهم من موافقتها |
Fakat düşünüyorum da onun rızasını almak daha zor. | Open Subtitles | ولكن لا أنفك التفكير أن .موافقتها هي الأصعب |
rızasını almak için, 24 saat peşinden ayrılmayacağım. | Open Subtitles | سأظل ملتصقاً به 24 ساعه حتى يعفو عنه |
Ayrıca ailesinin de rızasını almamız lazım. | Open Subtitles | ويجب ان نحصل على موافقة الوالدين |
Ama ben Kira'nın arkasındayım. Kötülüğü yok etmesinde yardım edeceğim. Kira'nın rızasını kazanacağım. | Open Subtitles | لكن، سأنضم لكيرا في سعيه لتخليص العالم من الشر، وسأحظى بقبوله عبر مساعدته |
rızasını aldım. | Open Subtitles | لدي موافقته هنا |
rızasını almadan değil tabii. | Open Subtitles | ليس من دون موافقته. |
rızasını aldım. | Open Subtitles | وقد أعطانى موافقته |
İslam'da evlilik öncesi kızın rızasını almak caiz midir, değil midir? | Open Subtitles | ...و أجبني أمن الجائز شرعاً سؤال الفتاة موافقتها على الزواج أم لا؟ |
rızasını aldık. | Open Subtitles | حصلنا على موافقتها. |
Benden davacının rızasını almamı istedi. | Open Subtitles | يريد منكِ أن تقعنعيهم بأن يعفو عنه |
-Tamam, ailesinin rızasını alacağım. | Open Subtitles | -حسناً، سأحصل على موافقة أولياء الأمور |
Ve Kira'nın rızasını kazanmak için öldürmediği suçluları öldürmekten bahsediyor. | Open Subtitles | وأيضًا حقيقة أنه يريد الحكم على المجرمين الذين لم يحكم عليهم كيرا حتى يحظى بقبوله |