Ben de komşularla konuştum. Raglan dulmuş. Bulduğum kadarıyla ailesinden yakın biri yok. | Open Subtitles | قد تحدّثتُ إلى الجيران كان (رغلان) أرملاً، ولم أتكّن من العثور على أقرباء |
Raglan Cinayet Masasında dört sene çalıştı. Ve Simmons'ın mezara gönderdiği insanlar biliyorum. | Open Subtitles | عمل (رغلان) بقسم جرائم القتل لمدّة أربع سنوات وأعرف أنّ (سيمونز) يتحكّم بالناس |
Bana annemin ölümüyle ilgili bilmediğim bir şey söyleyin, Dedektif Raglan. | Open Subtitles | أخبرني ما لا أعرفه حول جريمة قتل أمّي، أيّها المحقق (رغلان) |
"Polis, Elondria Hotel'in suitinde 26 yaşındaki Woodrow Raglan'ın cesedini buldu. | Open Subtitles | وَجدتْ الشرطةَ جثه بعمر 26 سنه تخص * وودرو * راجلان * في جناحِ فندق * إلوندريا |
Dünya'nın en büyük ve en ünlü sörf mekanlarında altı aylık bir sörf turundan sonra Teahupoo, Raglan, J-Bay Mundaka, Friggits. | Open Subtitles | بعد 6 أشهر من ركوب الأمواج حول العالم على أضخم و أشهر الأمواج ... جوبو ,تاهيتي راجلان ,نيوزيلند |
Raglan ve McCallister'ın eski tutuklama raporlarını tekrar gözden geçirdik. Haklıymışsın. | Open Subtitles | إذاً تحققنا من جميع سجلاّت الإعتقال الخاصّة بـ(رغلان) و(مكاليستر)، وكنتِ محقّة |
Raglan'ı öldüren adamı nasıl yakalarım diye düşünmek yerine O'nun bana ölmeden önce anlatacağı şey neydi diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تفكّرين، بما كان سيخبرني به (رغلان) قبل وفاته عندما يجب أن تفكّري بكيفيّة القبض على قاتله |
Efendim, Raglan öldürüldü çünkü bana annemin davasıyla ilgili bir şey anlatacaktı. | Open Subtitles | سيّدي، لقد قتل (رغلان) لأنّه كان سيخبرني شيئا حول قضيّة أمّي |
Ryan bahse girerim, Raglan'ın katili O'nu buraya kadar takip etmiştir... | Open Subtitles | (ريان)، أراهن أنّ قاتل (رغلان) قد تتبّعه إلى هنا أيمكنك التحقيق مع جيرانه |
Raglan bize 19 yıl önce yaşanan bir şeyi anlatmaya başlıyordu. | Open Subtitles | -كان (رغلان) سيخبرنا عن شيء حدث قبل 19 عاماً |
Ama anlayamıyorum. Raglan siz mesleğe başladığınızda emekli olmuştu. | Open Subtitles | لكنني لا أفهم، كان (رغلان) متقاعداً قبل أن تدخلي بسلك العمل |
Raglan üzerinde çalıştığım eski bir davada bana yardım ediyordu. | Open Subtitles | كان (رغلان) يساعدني بقضيّة معلّقة كنت أعمل عليها |
Bak, Raglan bu davanın 19 yıl önce yaptığı bir şeyle ilgisinin olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | إسمع، يبدو أنّ (رغلان) يعتقد أنّ القضيّة لها علاقة بشيء فعله قبل 19 عاماً |
John Raglan bir melek değildi, ve New York o zamanlar daha farklı bir şehirdi, ve size burada anlatmaya çalıştığım şey, ve yumuşak kalplilik dışarıda işe yaramıyordu. | Open Subtitles | لم يكن (جون رغلان) ملاك وكانت "نيويورك" مدينة مختلف آنذاك وأنا هنا لأقول لكِ، الحذر الشديد لم يكن ينهي العمل سريعاً |
Raglan'ın hatırasını lekelemeye çalışmıyorum. O'nun katilini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أسعى لتشويه ذكرى (رغلان) أنا أحاول العثور على قاتله |
Raglan bu suikasttaki rolünü açıklamakla tehdit edene kadar, ve Simmons O'nu susturdu. | Open Subtitles | حتّى يهدد (رغلان) بكشف دوره في المؤامرة وقام (سيمونز) بإسكاته |
Ve sen köpeğin cinayet dedektifi John Raglan'a bunların üstünü kapattırdın. | Open Subtitles | وكان بيدكَ الحيوان الأليف المحقق (جون رغلان) ليدفنهم |
Müfettiş Raglan'ın bana verdiği ve uzmanlar tarafından incelenip sahte olduğu söylenen vasiyetname bu. | Open Subtitles | و بواسطة المفتش راجلان ,وهذا المستند ... و |
Doktor Raglan geldiğiniz için sizlere teşekkür ediyor. | Open Subtitles | الدكتور (راجلان) يشكركم جميعاً على حضوركم هذا المساء |
Bak, bu Raglan denen adam, tam anlamıyla duygusal fırsatçının teki. | Open Subtitles | هذا الرجل (راجلان) يلعب على النغمة العاطفية |
Doktor Raglan'a ulaşmaya çalıştım. Henüz gelmedi. | Open Subtitles | (حاولت أن أتصل بالدكتور (راجلان إنه لم يحضر |
# Raglan takımıyız biz # | Open Subtitles | نحن رجال راغلان |