"rahatça" - Translation from Turkish to Arabic

    • بحرية
        
    • بسهولة
        
    • بسلام
        
    • مرتاحة
        
    • بحريه
        
    • حرية
        
    • براحة
        
    • بحريّة
        
    • بحرّية
        
    • بشكل مريح
        
    • بارتياح
        
    • هناك عطب في
        
    • بأن بمقدرونا
        
    Her şeye rağmen, bu kurak ve açlığa meyilli bölgede Fonio rahatça yetişebiliyor. TED إلا أن في منطقة الجفاف والمعرضة للمجاعة، ينمو الفونيو بحرية.
    İnsanların kalplerini rahatça açtıkları tek gün. Open Subtitles انها المرة الوحيدة عندما فتح الناس قلوبهم بحرية
    Evet, rahatça konuşabilirsiniz. Kimse yok. Open Subtitles نعم، نعم، يمكنك التحدث بحرية لا يوجد أحد هنا
    O güçle Romalıları rahatça mağlup ederiz, ya ne ya! Open Subtitles أنا بمثل هذه القوة, نستطيع التغلب على الرومان بسهولة بالغة
    İyi. İşimizi doğru yaparsak her şey rahatça halledilir. Open Subtitles هذا جيد، إذا أدينا عملينا على نحو صحيح سيمر كل هذا بسلام
    Yedi ay boyunca, trafik mahkemesi hakimi olarak rahatça oturduktan sonra, ceza mahkemesine geçmem gerektiği söylendi. Kısım iki, ceza mahkemesi. TED بعد أن قضيت مرتاحة سبعة أشهر كقاضية في محكمة المرور، أُعلمت بأنني نُقلت إلى محكمة الجنايات، القسم الثاني، قاعة محكمة الجنايات.
    Eric Lee, istihbarat merkezine rahatça girip çıkabileceğimin sözünü verdi. Open Subtitles إيريك لي وَعدني بأنّ أدخل وأخرج بحريه في مركز المخابرات.
    Keskin nişancıların dediğine göre, herifler rahatça dolaşıyorlarmış. Open Subtitles لدينا تقرير من أحد القناصين أنهم يتحركون حول العربة بحرية
    Ortalarda rahatça dolaşmanın keyfine varana kadar sokaklarda geniş caddelerde yürürmüşçesine gezinene kadar parklarda korkusuzca, ailemizle bir arada vakit geçirene kadar gülen çocuklarımızla, kalplerimiz bir arada... Open Subtitles حتي نستطيع ان نمشي بحرية ونستمتع حتي نخطو في الطرقات كأنها شوارع
    Birkaç günlüğüne ziyarete geldi. rahatça önünde konuşmamızın sakıncası yok. Open Subtitles كل شئ على ما يرام , تحدث أمامها بحرية إنها مصاصة دماء
    Casusların rahatça gezmesine izin vermeyiz. Open Subtitles وليس من سياستي للسماح جواسيس لبالتجول بحرية.
    Bizim galaksimizde bu Yıldızgeçitleri ağını kurdular diğer gezegenlere rahatça yolculuk edebilmek için. Open Subtitles لقد قاموا ببناء شبكة الستارجات في كافة أنحاء مجرتنا لكي يسافروا بحرية بين عوالمهم.
    Bize kesinlikle içeriye rahatça girip çıkabilecek birisi lazımdı. Open Subtitles بالتأكيد نريد شخصاً قادراً على الدخول والخروج بحرية
    Hiç şüphesiz hanımefendi. Altınınız rahatça 25'lik bir makineyi çalıştırır. Open Subtitles لا شك في ذلك سيدتي، أرضك تتسع لـ25 آله بسهولة
    Fakat kısa vadede, en azından, vücudunuz ve beyniniz her şeyi düşünmüş, yani tatlı salma anınızı rahatça seçebilirsiniz. TED لكن في المدى القصير، على الأقل، يستطيع جسمك ودماغك حمايتك ، حتى تتمكن بسهولة اختيار لحظتك للتفريع المريح.
    Yaranın içinden bir kaplumbağa çıktı, yüzüp gitti giderken de deniz ile kara arasında birbiri ardına rahatça geçişler yaptı. TED خرجت سلحفاة من الجرح وسبحت بعيداً، وهي تتناوب بسهولة بين البحر واليابسة.
    Şimdi yıkıl gözümün önünden de puromu rahatça bitireyim. Open Subtitles والآن أغرب عن وجهي ودعني أنهي سيجارتي بسلام.
    Sanırım Dr.Harrison, benim birşeyler dikerken, rahatça çalıştığımı görmek istedi. Open Subtitles أظن أن الطبيب هاريسون يرغب برؤيتي مرتاحة بالرغم من أن هو الذي يحتاج للرتق
    rahatça konuşabilirsin. Bu hasta tamamen baygın. Open Subtitles حسناً، تستطيع التحدث بحريه أقصد أن هذه السيدة فاقده
    Eğer atladığım herhangi bir detay olduğu kanısındaysanız rahatça söylemekten çekinmemelisiniz. Open Subtitles إن كانت هناك تفاصيل لا أعرفها فلك حرية الإفصاح عنها
    1200 yolcuyla birlikte hızlı ve düzgün bir şehir treninde rahatça oturuyorsunuz. TED أنك تجلس براحة تامة في قطار حضاري سريع وسلس، مع 1200 راكب.
    Şeytan, kutsal semboller arasında nasıl böyle rahatça dolaşabiliyor diye kendi kendime soruyordum. Open Subtitles كنتُ أسأل نفسي كيف يستطيع الشيطان السير بحريّة هنا مع وجود العلامات المقدّسة
    rahatça konuşabildiğim tek kişi sensin, güvenebileceğim tek kişi sensin. Open Subtitles أنت الوحيدة التي أستطيع التحدث أمامها بحرّية الوحيدة التي أستطيع الوثوق بها
    Brezilya cüce gekosu, parmak ucunuza rahatça oturabilir büyüklüktedir. Open Subtitles بإمكان الوزغة البرازيلية القزمة الجلوس على طرف الإصبع بشكل مريح
    Ayakta durmaktan oturma pozisyonuna rahatça geçemiyorum. TED لايمكنني الانتقال من وضعية الوقوف إلى الجلوس بارتياح.
    Poliçenizle ilgili problem, rahatça ortadan kaldırılabilir. Open Subtitles هناك عطب في وثيقة تأمينك و هذه ليست حادثة منفردة و هذا قابل للتصليح أؤكد لك
    Sanırım rahatça söyleyebilirim ki onun için bir hayal kırıklığıyım. Open Subtitles اعتقد بأن بمقدرونا القول من أنني كنت خيبة أمل له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more