"rahat bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • مريحة
        
    • مريحاً
        
    • مريح
        
    • مُريح
        
    • ومريحة
        
    • في بحبوحة
        
    • إسترخاء
        
    • الصعداء
        
    • المريحة
        
    Ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti. TED و لكن كل ما أراده هو أن يعيش حياة مريحة مثل الأخرين.
    Bu mağazaların ortak noktası rahat bir alışveriş ortamı sağlamaları. Open Subtitles شيء واحد تجتمع عليه تلك المتاجر وهي بيئة مريحة للتسوّق
    Tek yaptığım, kendime manzaralı ve rahat bir koltuk bulmaya çalışmak. Open Subtitles أنا احاول فقط أن أجد لنفسي مقعداً مريحاً لمنظر جميل
    Evet, evet, rahat bir pantolon giydiğim zaman, yaşlı bir kadın gibi görülmüyor muyum? Open Subtitles أجل، وفي اليوم الذي أرتدي فيه بنطالاً مريحاً ينادونني بـ العجوز ؟
    Kasabaya ulaştığın zaman, kendine rahat bir yer bul iyi bir yatağı olsun. Open Subtitles عندما تصلين للبلدة ابحثي لكِ عن .. مكان مريح أعني ، فراش مريح
    Eh işte 3 öğün sıcak yemek, rahat bir yatak. Open Subtitles أجل ، أتعلم ثلاثة وجبات ساخنة ، و سرير مُريح.
    Eski bir modeli yapacağız. Sıcak ve rahat bir hava verecek. Open Subtitles نحن ذاهبون مع نظرة عتيقة، والتي سوف تعطي نظرة دافئة ومريحة.
    ABD'ye gelmeden önce beş yıl süreyle çalışarak, rahat bir hayat sürmek için para biriktirdim. Open Subtitles ...قبل سفري للولايات المتحدة ...كنت أعمل و أدخر المال لخمس سنوات لأتمكن من العيش في بحبوحة
    Çünkü eve gidip rahat bir akşam geçirmek istemiştim. Open Subtitles أمسية إسترخاء في البيت
    Yetkililer saatlerdir ilk kez rahat bir soluk alıyorlar. Open Subtitles المسئولون الآن يمكنه تنفس الصعداء أخيراً
    Emekliliğin ardından rahat bir hayatın ucuz olmayacağını anlayacaksın. Open Subtitles سترى بنفسك أن الحياة المريحة بعد التقاعد لا تأتي بشكل سهل
    Bu yüzden dünyayı terk etmekten ziyade fani döngümüzü kırmak isteyenlerimiz için bazı toplumlar rahat bir istirahatgah oluşturmakla görevlendirilmiştir. Open Subtitles وهذا مايجعل الناس تنوي صنع أماكن مريحة لأولئك الذين منا , المحتاجين لحفظ أكثر من , خلايانا الخالدة 268 00:
    Gerçekten rahat bir hayatı olduğunu kabul ederken, kabul etti ki farklı şartlar altında daha farklı bir yol seçebilirdi. TED بينما أقرّ أنه عاش حياة مريحة حقًا، اعترف أنه وتحت ظل ظروفٍ مختلفة، ربما كان عليه اختيار طريقٍ آخر.
    Neyse ki dedesinin orta halli serveti, aileye rahat bir yaşam sağladı. TED لحسن الحظ، وفر جدها وسائل ضمنت للعائلة حياة مريحة.
    Çocuklar evde değil ve oturma odamızda büyük, rahat bir kanepe var. Open Subtitles هناك أريكة كبيرة و مريحة في غرفة المعيشة.
    Böylece, onların daha büyük ve rahat bir yerleri olacak ve ben de envanter yaparken yalnız kalmayacağım. Open Subtitles و بالتالي سيكون لديهم مكانٌ أكبر و مريحاً أكثر، و هكذا أجد صحبةً عندما أقوم بعمليّات الجرد.
    Ancak doğru, ...birlikte burayı rahat bir hale getirebiliriz. Open Subtitles لكن نعم سوياً أعتقدُ أن بإمكاننا جعلهُ مريحاً حقاً
    rahat bir şeyler giyin, biz de yemek hazırlayalım oldu mu? Open Subtitles ,والبسوا شيئاً مريحاً فسنضع العشاء. موافقون؟
    Saçımın böyle kalmasını ve rahat bir şey giymeyi istiyorum. Open Subtitles أُريد ان يكون شعري هكذا وان ارتدي شيء مريح جداً
    Bize arkadaşlarına yaptığı ziyaretlerinden birinde sadece rahat bir duş almak istediğinden bahseder. TED إنه يخبرنا عن المرة التي زار فيها أصدقاءه وأراد أخذ حَمَّام مريح.
    ..şimdi yattığın yerden çok daha rahat bir yatakta yatmakla ilgilenir misin? Open Subtitles وسرير مُريح أكثر من الذي تنام عليه حالياً
    İstediğiniz uzmanlık alanına sıcak ve rahat bir yatakmış gibi sokuldunuz. Ben sizin saat alarmınızım. Open Subtitles وقد إستكنتُم لتخصصاتكم , كأنّه فراش دافئ و مُريح حسناً , أنا سأكون كساعة منبّهكم
    Tıbbi marihuana onlara hastalıklarını verimli, etkili ve aynı zamanda etkin ve rahat bir şekilde yönetmelerine olanak sağlıyor. TED وسمح لهم تدبر صحتهم بطريقة كانت مثمرة ونشطة وفعالة ومريحة بالنسبة إليهم.
    Duyduğuma göre oldukça rahat bir yaşam sürüyormuşsunuz. Open Subtitles أنت تعيش في بحبوحة كبيرة حسبما وردني.
    Çünkü eve gidip rahat bir akşam geçirmek istemiştim. Open Subtitles أمسية إسترخاء في البيت
    Elbette sonunda başardığımız için rahat bir nefes aldık. Open Subtitles ثمّ أخـذ فى الهبوط ، تنفسـنا الصعداء بأننا فعلناها أخيراً
    Bahçecilik sanırım küçük rahat bir hayatın olmazsa olmazı. Open Subtitles تبدو البستنة مثل الحياة المريحة قليلاً لكِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more