| Başka biri çıkarsa, rahatlatır değil mi? | Open Subtitles | اذن,اي احتمال آخر سيريح بالك , اليس كذلك؟ |
| Kimsenin seni çantaya tıkıp telefon direğine çarpmayacağını garanti edersem bu seni rahatlatır mı? | Open Subtitles | ماذا لو ضمنت لك أنه لا أحد هناك سيضعك في حقيبة ويحطمك على عمود هاتف هل هذا سيريحك مطلقاً؟ |
| Bay ve Bayan Percy umarım ki ölümüm sizi biraz rahatlatır. | Open Subtitles | سيد وسيدة بيرسى أرجو أن يعطيكم موتى بعض الراحة |
| Çoktan taşıdığımı söyleseydim, bu seni rahatlatır mıydı? | Open Subtitles | ان قلت لك انني نقلتها بالفعل فهل سيهدئك هذا ؟ |
| Uzun bir yolculuk insanı çok rahatlatır. | Open Subtitles | لا شيئ يبعث على الإسترخاء أكثر من رحلة على الطريق. |
| Umarım bu, valilerin içini rahatlatır. | Open Subtitles | نأمل، أن يُطمئن ذلك المحافظين |
| İnancın seni rahatlatır. | Open Subtitles | لديك ايمانك لكى يهدئك |
| Çantana koy, içini rahatlatır. | Open Subtitles | احتفظي به في حقيبتك فحسب سوف يريحك |
| Ve onu rahatlatır sanırım. | Open Subtitles | وهذا قد يريحها قليلاً |
| - Bilirsin, gülmek insanı rahatlatır, kan basıncını düşürür ve bağışıklık sistemini dengeler. | Open Subtitles | يخفف من التوتر ويخفض ضغط الدم و يقوي جهاز المناعه |
| En azından kafasını rahatlatır. Angie, hadi. | Open Subtitles | هذا سيريح عقلها , أنجي تعالي |
| Mideni rahatlatır. | Open Subtitles | سيريح معدتك |
| Rus bilimcinin altı ay önce uçak kazasında öldüğünü bilmek sizi rahatlatır mı? | Open Subtitles | هل سيريحك ان تعرف ان ذلك العالم الروسي مات في تحطم طائرة منذ 6 شهور؟ |
| Bu seni rahatlatır sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أن هذا سيريحك |
| Umarım bu sizi rahatlatır. | Open Subtitles | اتمنى بأن هذا يقدم لكِ بعض الراحة. |
| Bu sizi, zehir etkisini kaybederken, yeterince rahatlatır. | Open Subtitles | هذا سيهدئك قليلا من السموم التى تجري |
| Belki aletimi ağzına sokarsam beni biraz rahatlatır. | Open Subtitles | , ربما إذا وضعت عضوي الذكري في فمك . قد يساعدني ذلك على الإسترخاء |
| Umarım bu, valilerin içini rahatlatır. | Open Subtitles | نأمل، أن يُطمئن ذلك المحافظين |
| - Al dostum, bunlar seni rahatlatır. | Open Subtitles | هذا سوف يهدئك |
| Bu seni rahatlatır mı? | Open Subtitles | هل هذا الكلام يريحك ؟ |
| Biraz kafasını rahatlatır diye düşündüm. | Open Subtitles | ارتأيت أنّه قد يريحها. |
| İkimiz de insanların acılarını rahatlatır, ağrılarını iyileştiririz. | Open Subtitles | فكلانا يخفف جراح الناس و يشفي آلامهم |
| Kanı burada alacağını bilmek içimi rahatlatır. | Open Subtitles | سأشعر بشعور أفضل إذا عرفت أنكِ هنا لتحصلين عليه |