Paylaşmak istediğim bir şey var ama sizin önünüzde söylemekten biraz rahatsız oluyorum da. | Open Subtitles | لدي شيئ أريد مشاركته . لكن لا أشعر بالراحة لقوله أمامك |
Bu konuda konuşmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لا, بصراحة, أنا لا أشعر بالراحة |
Ciddiyim. Bu konuda konuşmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لا, بصراحة, أنا لا أشعر بالراحة |
Ben senin Jackson'la o kadar yakın olmandan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لست مرتاحة حيال تقرّبك أنت و(جاكسون) هكذا |
Aynı şekilde kişisel meseleleri de karma bir ortamda konuşmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بمناقشة المواضيع الشخصية أنا لا اشعر بالراحة لفعل ذلك بشركة مختلطة |
Sen kullanınca rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة عندما تقود |
Gerçekten rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | حقّاً لا أشعر بالراحة |
Biraz rahatsız oluyorum mevzu bilirsin işte... | Open Subtitles | لست مرتاحة بالحديثِ عن... كَما تعلم... |
Cidden, Abby ve Brittany nasıl yapıyor bilmiyorum çünkü bana bu kadar yakın oturunca bile senden rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | جدياً، لا أدري كيف قاما (أبي) و(بريتني) بالأمر لأني لست مرتاحة منك وأنت تجلسين بالقرب مني. |
Bak, çocuklarla S-E-X hakkında konuşmaktan... rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | 220)}اسمع، أنا لست مرتاحة حقّا للحديث حول ج-ن-س 220)}مع ا-ل-أ-ط-ف-ا-ل |
Yürüyelim. Seninle burada oturmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | لنمشي لا اشعر بالراحة حيال جلوسك هنا |