| randevusundan sonra geri gelmeyince cep telefonunu aradım. | Open Subtitles | عندما لم ترجع بعد موعدها قمت بالإتصال بهاتفها الخلوي |
| Kızının ilk randevusundan gelmesini geç saatlere kadar beklerdi. | Open Subtitles | حتى لو كانت قد خسرت كانت تنتظر إبنتها لتعود إلى البيت من موعدها الأول |
| Charlotte gecenin ikinci kötü randevusundan ayrılmaya karar verdi. | Open Subtitles | قررت (تشارلت) ان تترك موعدها السيء الثاني لليلة |
| Senin planından iyidir. Aslında Penny'nin randevusundan dönmesini beklediğin halde benimle takılıyormuş gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | أفضل من خطّتك في الادّعاء أنّك تتسكّع بينما أنت تنتظر عودة (بيني) من موعدها. |