"ray ile" - Translation from Turkish to Arabic

• مع راي
• مع راى
• راي وأنا

Robert, sence Debra yarın Ray ile seks yapacak mı?
مهلا، روبرت، والاستماع، ونحن مع خلاف. كنت اعتقد في ديبرا ستعمل على ممارسة الجنس مع راي غدا؟

Sen ve Ray ile birlik sağlamaya çalışıyorum. Sorun değil.
انا احاول ان اكون متعاونه معكي و مع راي

Ray ile ne zamandan beridir beraber çalışıyordunuz polis?
منذ متى و تعملين سويا مع "راي " ، أيتها الشرطية ؟

Ray ve ben sadece orda oturuyorduk içki içiyorduk ve Walsh Ray ile kavga etmeye başlıyor...
لقد كنت جالس انا و راى هناك نتناول الشراب ... .... و بدأ والش العراك مع راى ...

Ray ile birlikte vakit geçirme düşüncesine bile katlanamıyorum.
انا لا يمكننى التحمل الخروج مع راى

Burada Ray ile beraberdim, ona hala kızgın görünmeye çalışıyordum, ama Allah biliyor ya daha fazla ona kızgın kalamam.
كُنْتُ هنا مَع راي وأنا أُحاولُ البَقاء غاضب مِنْه، لكن يعلم اللَّهُ أني لا أَستطيعُ البقاء غاضبة مِنْ ذلك الولدِ

Ray ile kısa bir yürüyüş yapmak istiyoruz, değil mi Ray?
لا شيء! راي وأنا كُنْتُ فقط أَعتقدُ أَخْذ a مشي صَغير.

- Sıska Ray ile. - Sıska Ray'e sokayım.
مع (راي) النحيل - راي) النحيل يتسكع مع الفاسدة) -

Ray ile konuştum. Sabah ilk iş Timmy'i getirecek.
تحدثتُ مع (راي)، سيحضر (تيمي) أول شيء في الصباح

Alanda ayrılınca iletişim kurmak için Ray ile bunları kullanacaksınız.
(ستستعمله للتواصل مع (راي في حقل المعركة

Teresa hakkında Ray ile konuşmak istiyorum.
أُريدُ أن أتحدّث مع (راي). الأمرُ يخصّ (تيريسا).

Ray ile ortaklık yapmanın kötü bir fikir olduğunu söylememe gerek yok. Bunu zaten biliyorsun.
أنت لا تحتاج أن تسمع مني قول أن التورط مع (راي) كان فكرة سيئة، أنت تعلم ذلك بنفسك

Çünkü kenefe girmiş Ray ile burnunu pudralıyordu.
لانها كانت تتسكع (هناك مع (راي

Benim başyazım ve Ray ile birlikte yaptığınız karikatür.
وأنت تحرر مع الصور الكرتونية مع(راي)

Ray ile bir gece daha kalabileceğimi söylemem oldu.
للذهاب هو أن أبقى مع (راي) طوال الليل.

Ray ile birlikte, öyle değil mi?
إنها مع راي

Annen Ray ile beraber, bende bir süreliğine Frank ile beraber olmak için geldim.
أمك ذهبت لتمكث مع (راى) وأنا جأت لأبقى مع (فرانك) قليلاً

Ray ile birlikte takıldığın için seviniyorum.
أنا سعيدة لأنك خرجت مع راى

Bir gün, Ray ile birlikte caddede oynuyorduk, babam geldi bir kaç saat için işi olmadığını söyledi ve kamyoneti getirdi.
في يوماً ما، راي وأنا كُنْا نلعب في موقف الشاحنة أبي خرج , وهو يقول لَيْسَ مِنْ واجِبهِ أَنْ يَذْهبَ للعَمَل لبضعة ساعات ودُخُل الشاحنةِ.

Bence Ray ile birlikte oraya gidip Savage'in Harmony Falls'ta ne yaptığını öğrenelim.
لذا (راي) وأنا اقتحمناها وتبينا ما يكيده (سافاج) في (هارموني فولز)