Gerçek meyveli çilek reçeli, kestane ezmesi. | Open Subtitles | مربى الفراولة بفاكهة حقيقية، بعض حبات الكستناء |
Ve bol sosisli ve bir bir dağ kadar tost ekmeği üzerine çilek reçeli dökülmüş olsun. | Open Subtitles | وجبل من الخبز المحمص الأبيض مع مربى الفراولة |
Karısı Fransız çilek reçeli ister. Amerikan çileğinin nesi varmış. | Open Subtitles | زوجته أرادت مربى الفراولة الفرنسي, الفراولة الأمريكية ليست جيدة بما فيه الكفاية لها |
O reçeli yapmak için aylar boyunca şeker kuponlarımızı biriktirdik. | Open Subtitles | والسـكر قليل جدا،لذا فمنا بتوفير السكر لعدة شـهور لعمل المربى |
Yüzüne kocaman bir böğürtlen reçeli sürmek gibi bir şey yok dostum. | Open Subtitles | ليس هناك مايضاهي وضع وجهك وسط كمية كبيرة من المربى بلاك بيري |
Martha, Bayan Caroline'den reçeli alıp mutfağa götür. | Open Subtitles | مارثا ,خذي الهلام من الآنسة كارولين و ضعيه في المطبخ |
Küçük tuzlu atıştırmalıklar yapmayı severim. Üzerine üzüm reçeli koyarım. | Open Subtitles | أحب إعداد كومة من البسكويت و أضع عليه جيلي |
Bir kavanoz çekirdeksiz frambuaz reçeli ve bir rulo, kapitone, lanolinli tuvalet kağıdı. | Open Subtitles | برطمان واحد من مربى التوت بدون بذور ومسهل خفيف ولفة واحدة من ورق الحمام المبطن باللانولين |
Onu daha önce çekirdeksiz frambuaz reçeli yerken görmedim | Open Subtitles | أتعرفين,أنا لم أره قط يأكل مربى توت خالية من البذور |
Bir kavanoz çekirdeksiz frambuaz reçeli ve bir rulo, kapitone, lanolinli tuvalet kağıdı. | Open Subtitles | برطمان واحد من مربى التوت بدون بذور ومسهل خفيف ولفة واحدة من ورق الحمام المبطن باللانولين |
Onu daha önce çekirdeksiz frambuaz reçeli yerken görmedim | Open Subtitles | أتعرفين,أنا لم أره قط يأكل مربى توت خالية من البذور |
Domuz reçeli yiyen insanlara güvenme! | Open Subtitles | لا تثق أبداً بالأشخاص الذين يأكلون لحم الخنزير مع مربى قشر الفاكهة |
İsminizi göremiyorum ama rahatsızlığınızı gidermek için taçyaprağı reçeli verebilir miyim? | Open Subtitles | لا أستطيع أن أجد أسمك ولكن اوه هل أستطيع أن اعرض عليك هل استطيع ان اعرض عليك البعض من مربى البتله عن إزعاجك؟ |
İstersen ev yapımı yabanmersini reçeli var? | Open Subtitles | لديّ بعضاً من مربى التوت صنع منزلي، إذا أردت ذلك |
- reçeli getir. Burnuna. Burnuna sür. | Open Subtitles | امسح المربى من أنفه وضعها على أنفه على أنفه، على أنفه |
Patronun kıçından hangi reçeli yemen gerektiğini sana söylüyor muyum? | Open Subtitles | هل أخبرتك يوما ما نوع المربى الذي يجب أن تلعقه من مؤخرة مديرك؟ |
O reçeli yapmak için aylar boyunca şeker kuponlarımızı biriktirdik. | Open Subtitles | لقد وفرنا قسائم توزيع السكر لشهور لنصنع تلك المربى. |
Tabii gece oldu. Ama önemli değil. Çünkü fıstık ezmesi ve reçeli her zaman yiyebilirsiniz. | Open Subtitles | بالطبع , ولكن لا يهم لأن المربى وزبدة الفول تؤكل فى أى وقت |
Fıstık ezmesinin, reçeli öldürmeye çalışması gibi bir şey. | Open Subtitles | كان ذلك ليشبه محاولة زبدة الفستق قتل الهلام |
Krem peynir, kızılcık jalapeno reçeli ve tuzlu su bisküvileri. | Open Subtitles | جلبت جبن أبيض، جيلي توت هاليبينو وبسكويت مالح |
♪ Fıstık ezmesi reçeli zamanı ♪ ♪ Fıstık ezmesi reçeli zamanı ♪ ♪ Fıstık ezmesi reçeli zamanı ♪ ♪ Neredeymiş? | Open Subtitles | ♪ انه وقت زبدة هلام الفول السوداني وقت زبدة هلام الفول السوداني وقت زبدة هلام الفول السوداني |
O sana reçeli doğrudan kavanozundan yemen izin veriyor. | Open Subtitles | لقد أبلى جيّدا حين كنت تأكل المربّى مباشرة من الجرّة |
Bu süre içerisinde suikastçı onu rahatlıkla çilek reçeli yapar! | Open Subtitles | الكثير مِنْ الوقتِ لقنّاص ليعَمَل من مربّى فراولة |