Bu öfke ve suçlama sarmalının sonu, bu yıkıcı ve baştan çıkarıcı itkilere teslim olmayı reddeden bir kişiyle başlıyor. | TED | نهاية دوامة الغضب واللوم هذه تبدأ بشخصٍ واحدٍ يرفض أن يغوص في هذه الانفعالات المثيرة والمدمرة. |
Büyümeyi reddeden bir adamın sürekli... kalbimi kırmayacağı bir dünyaya. | Open Subtitles | كي لا ينفطر قلبي بصورة مستمرة من رجل يرفض أن ينضج |
33 tane gibi görünen çocuk, ve iş bulmayı reddeden bir koca. | Open Subtitles | وزوج يرفض أن يعمل |
Ölmeyi reddeden bir vücut ile lanetlendim. | Open Subtitles | لقد لُعنت بجسدٍ يرفض أن يموت |
Altı'nın içinde açığa çıkmayı reddeden bir şey var. | Open Subtitles | ثمّة شيء في داخل (ستّة) يرفض أن ينفتح |