"reddedilmek" - Translation from Turkish to Arabic

• الرفض
• رفضك
• يتم رفضي
• يرفضني

Reddedilmek aktör olmanın bir parçasıdır. Bunu kişisel alamazsın.
الرفض جزء مما يتعرض له الممثل لا تأخذي الآمر علي محمل شخصي

Başta dersi vermek istememesine rağmen öğrenciler tarafından böyle Reddedilmek ona epey koydu.
إعطاء المحاضرة من الأصل تلقيه الرفض من أولئك الطلاب قد أثر به حقاً أعلم ذلك الشعور

Kathryn, kendine güvenin ne kadar çok olursa olsun Reddedilmek insanı incitir.
كاثرين، الرفض يؤلم بغض النظر عن كيفية ثقتك بنفسك

Bilirsin, üç kere Reddedilmek psikolojik olarak sağlam görünmüyor.
تعلمين، ثلاثة مرات الرفض لا تبدو سليمة نفسياً

Charlie tarafından Reddedilmek ne demektir, iyi bilirim.
صدقني يا الن انني اتفهم شعور كيف تكون مجروحا لأن تشارلي رفضك

Bir günde iki kere Reddedilmek, ...beni biraz üzdü.
الامر فقط سيجعلني اشعر بالسوء ان يتم رفضي مرتين في يوم واحد.

- Eminim sizin hatanız değildir efendim. Doğruca Reddedilmek hayatımdaki birçok seçimimi sorgulamama neden oldu.
الحصول على ذلك الرفض تسبب لي اسئلة عديده من خياراتي في الحياة

BERElenme, yani"Baskı, Eleştiri, Reddedilmek ve Eşşoğlueşşekler."
والذى يعنى بالطبع " النقد و الرفض و المتسكعون و الضغط"ـ

Reddedilmek dünyanın sonu değil.
الرفض ليس كالموت الرفض ليس كالموت

Ama sonra dank etti. İstemediğim şey, Reddedilmek.
ثم أدركت أني أهرب سوى من الرفض

Reddedilmek zordur ama artık olan olmuştur.
الرفض شيء قاسٍ ولكن.. انتهى الأمر.

Reddedilmek büyük bir oyunculuk kariyerinin temelidir.
الرفض هو الأساس لمهنة التمثيل العظيمة

Böylesine... babası tarafından Reddedilmek, insana bir Bir şeyim eksikmiş gibi geliyordu bana.
... أن تشعر بمثل هذا الرفض من والدك تجعلك تشعر ... جعلني أشعر أن هناك شيء ما بي

Ama Reddedilmek sadece yavruların kararlılığını arttırır.
ولكن الرفض لا يزيد سوى إصرارهم

Bekleme listesi Reddedilmek değildir.
لحظة ، قائمة الانتظار لا تعني الرفض

- Birileri Reddedilmek konusunda zorlu bir ders alacak.
شخصاً ما يتعلم درس قاسي في الرفض

Reddedilmek. Hayal kırıklığı. Tarafını seç.
الرفض و خيبه الامل اختار كما تريد

Çocuk olarak istediğim, diğer çocuklar tarafından kabul edilip sevilmekti, fakat kabulleniş, neredeyse nefret edilen bu kadın görüşünü edinmem anlamına geliyordu ve bize kadınsılığın, erkeksiliğin zıttı olduğu öğretildiği için ya bu özellikleri reddetmem gerekiyordu ya da Reddedilmek ile yüzleşmem gerekiyordu.
كان كل ما أردته كغلام أن أكون مقبولًا ومحبوبًا من قبل الأولاد الآخرين، لكن هذا القبول كان يعني اكتساب هذه النظرة المثيرة للاشمئزاز عن الأنوثة، وتم إخبارنا أن الأنوثة هي عكس الرجولة، وكان عليّ إما رفض تجسيد أي من هذه الصفات أو أن أواجه الرفض بنفسي.

Reddedilmek sorun değil.
لا مانع لدي من الرفض

Bu şekilde Reddedilmek gerçekten acı verici.
. من المؤلم جداً أن يتم رفضك هكذا

Bir kovboy yüzünden Reddedilmek.
- ان يتم رفضي بسبب راعي ابقار

Ve bu beni öldürüyor, böyle Reddedilmek.
وذلك ما يقتلني عندما يرفضني