"reddettiği için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لرفضه
        
    • لأنها رفضت
        
    • لأنه رفض
        
    Hastane'nin eczacısı doğum kontrol reçetelerini vermeyi reddettiği için işinden kovuldu. Open Subtitles طُرد الصيدلي من صيدليّة المشفى لرفضه صرف وصفة تحديد نسل.
    Roma askeriymiş gerçekten vazgeçmeyi reddettiği için şehit düşmüş. Open Subtitles لقد كان جندياً رومانياً أستشهد لرفضه التخلّي عن الحقيقة.
    NSA'yla bilgi paylaşmayı reddettiği için haberlerdeydi. Open Subtitles هو انتشر في جميع الأخبار لرفضه مشاركة المعلومات مع وكالة الأمن القومي.
    Sancorp, bağışı reddettiği için çok üzüldü. Open Subtitles سانكروب كانت مُثبطة كثيراً لأنها رفضت عرض المنح المالية
    Alabama'da siyahi bir kadın, otobüste koltuğunu beyaz bir adama vermeyi reddettiği için tutuklandı. Open Subtitles شابة سمراء قُبض عليها لأنها رفضت اعطاء مقعدها لرجل ابيض في الاباما
    Savaş başladığında ise asi lider fonun kendine verilmesini talep etti, babam da tasarrufunun bu olmadığında ısrar etti ve parayı vermeyi reddettiği için öldürüldü. TED قائد المعارضة طالب بأن يعطى ذلك المال له، أصر والدي بأنه لم يكن في حوزته، و قتل لأنه رفض بأن يسلم المبلغ.
    Sigarasını söndürmeyi reddettiği için bir restoran daha ondan şikayetçi mi oldu? Open Subtitles هل اشتكى مطعم آخر منه لرفضه إخماد سيجارته؟
    Lowell orduya katılmayı reddettiği için hapisteydi. Open Subtitles كان (لويل) في السجن لرفضه الخدمة في القوات المسلحة
    Dostluk teklifini reddettiği için Galavan'a saldırması? Open Subtitles الهجوم على (غالفان) لرفضه تحالف؟
    Direniş'ten arkadaşları onun biçimi bozulmuş olan vücudunu görecek ve konuşmayı reddettiği için ölümüne dövüldüğü sonucuna ulaşacaklar. Open Subtitles أصدقائه في المقاومة سيرون جسده المشوه وسوف يستنتجون أن ذلك كان فقط للضرب المبرح لأنه رفض التكلم
    Şuan walpole'da, uyuşturucudan 10 yıl yemiş, sırf seni ele verme teklifini reddettiği için. Open Subtitles إنه يقضى 10 سنوات في سجن (والبول) بتهمة تعاطي المخدرات لأنه رفض عرضاً لإدلاء شهادتك ضدك
    Senin Uri Adulov'un kulübüne girip beni öldürmeyi reddettiği için onu vurman kadar delice değil. Open Subtitles هذا ليس أكثر جنوناً من ذهابك إلى نادى (أدولوف) وقتله لأنه رفض أن يقتلنى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more