Neticesinde, eğer ben Rembrandt mektuplarını yanlış yere... koymasaydım bunların hiçbirisi olmayacaktı. | Open Subtitles | وبعد كل هذا , لا شئ من هذا كان ليحدث لو لم اضع رسائل رامبرانت فى غير مكانها رسائل ؟ |
Ya da Rembrandt'ın kör ve odun gibi ele sahip olması gibi! | Open Subtitles | أو كيف كان رامبرانت أعمي و لديه يدان خشبيتان |
Vay, bakın kim gelmiş. Mona Lisa nasıl, Rembrandt? | Open Subtitles | حسنا ,انظر من هنا الموناليزا حضرت ,رامبرانت |
Rembrandt Hristiyan bakış açısına göre bir propagandacı. | TED | الفنان ريمبراندت ممارس للدعاية من وجهة نظر مسيحية |
Sağ tarafınızdaki güzel eski evler ünlü ressamımız Rembrandt'ın tablolarında da görülür. | Open Subtitles | على يمينك تلك البيوتِ القديمةِ الجميلةِ يُمْكِنُ أَنْ تراها في صورِ رسّامِنا المشهورِ، ريمبراندت |
Talihsiz bir hata. Rembrandt mektuplarını bulana kadar profesörü öldüremeyeceğimizi biliyordum. | Open Subtitles | انا اعرف انه ليس بمقدورنا قتل البروفيسور حتى نحصل على رسائل رامبرنت |
Bizim sahte Rembrandt çok kötü bir kopyaymış. | Open Subtitles | كنت اتحدث مع خبير اللوحات فى المعرض العالمى يبدو ان نسخة رامبرانت المزورة هى اسوأ نوع تزوير |
Rembrandt tabloya bizim göremediğimiz bir şey eklemiş, sadece onların görebildiği birşey: | Open Subtitles | رامبرانت جعلهم يروا شيئاً نحن لانستطيع رؤيتة هم فقط يستطيعون |
Bu çerçeve, Rembrandt'ın usta çerçevecisi tarafından Iusaaset akasya ağacından yapıldı. | Open Subtitles | هذا الإطار صنع عن طريق رامبرانت سيد الظلال الذي استخدم خشباً من شجرة السنط |
Rembrandt tuvalini işlerken kurşun ve zehirli yağlar kullanırdı. | Open Subtitles | استخدم رامبرانت في لوحته الرصاص وزيت البلوط السام لعلاج لوحاته |
Sam, Karl'ın telefonda biriyle Rembrandt hakkında tartıştığını duyduğunu söylemişti. | Open Subtitles | وقال سامانه سمع كارل يتجادل مع شخص ما على الهاتف حول رامبرانت |
Müzayedede satılan son Rembrandt yaklaşık 30 milyon dolar kazandırdı. | Open Subtitles | باع أعمال رامبرانت في مزاد ربح ما يقرب من 30 مليون دولار |
Bu gece, müzeden bir Rembrandt çalınmış. | Open Subtitles | وقد سرقت سيارة رامبرانت الليلة |
Rembrandt hakkında bir kitap yazdı... ve Sanat Enstitüsündeki bir konferansla... tanıtım kampanyasını başlatacak. | Open Subtitles | انه فى تلك اللحظه يكتب كتابا عن رامبرانت... . وسيستأنف حمله الدعايه لنفسه بمحاضره بمعهد الفنون |
Rembrandt harcamalarımı bile karşılamıyor. | Open Subtitles | لوحة رامبرانت لن يغطّي نفقاتي. |
Dört hafta önce, müşterimizken Rembrandt alındığında. | Open Subtitles | قبل أربعة أسابيع، عندما اشتري عميلنا لوحة ريمبراندت. |
Bu sahte Rembrandt para etmez. Ama bunu saymıyorum. | Open Subtitles | هذا ريمبراندت المزيف عديم القيمة، لكن لا أخصم لذلك. |
Bu tam anlamıyla insan olabilmek için kendimizi özgürleştirmekle alakalıdır, insan aklının hesap ve genişliğini tanımak ve Rembrandt'ın narin, kırılgan özgeciliğini korumak için enstitüler inşa etmekle. | TED | عن السماح لأنفسنا بالحرية لنصبح بشر بكل معانى الكلمة، ندرك الخطأ ومساحة الروح الإنسانية وأفكارها وبناء مؤسسات لحماية نظرية ريمبراندت الهشة فى محبة الغير الحقيقية. |
Onlara Rembrandt mektuplarının bende olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | واخبرهم ان لدى رسائل رامبرنت |
Şöyle Rembrandt'ın önüne ki gün ışığından faydalansın. | Open Subtitles | أمام لوحة "ريمبراند" مباشرةً حتى يتم تسليط الضوء عليها |
Güneş bir yaz gününde daha tıpkı Rembrandt'ın fırçasının çalıları yaran kızılcık benzeri bir ağaç gibi yarıyordu havayı." | Open Subtitles | الشمس تشرق في سماء الصيف كفرشاة رمبرانت على غصن دوغوود |
- Rembrandt, arabanın bagajındaymış. - Onu bagajda taşımak büyük aptallık. | Open Subtitles | كانت الرامبرانت في التمهيد الغبي قام بحملها والتجول بها |