"renk ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • الألوان و
        
    • ألوان
        
    • من الألوان
        
    • والأرقام
        
    Zaman zaman, bir renk ve öykü kaleydoskopunda tarihin küçük anlarını yakaladığımı düşünürüm. Open Subtitles أحياناً يخيل إلى أننى و الكاميرا واحد و نحن نلتقط الصور فى ملحمة إغريقية من الألوان و الأحداث
    Eğer bu hastaya veya bu hastaya benzer diğerlerine gerçek hayata ait şekiller gösterirseniz bu nesnelerin çoğunu tanıyamıyorlar çünkü dünya onlar için aslında bir tür kolaj, farklı renk ve ışıklardan oluşan bir nevi patchwork gibi duruyor. TED إذا عرضت عليه صور طبيعية إذا أريته هو أو أحد مثله صور طبيعية, لا يستطيعون التعرف على الكثير من الأجسام لأن العالم بالنسبة لهم متجزئ بشكل مفرط, هو عبارة عن كولاج, لوحة مرقَعة من مناطق مختلفة الألوان و الإضاءات.
    Her renk ve inançtan insanlara açık olacak. Open Subtitles سيكون مفتوحا لكل الألوان و المذاهب
    Bunun yerine, erkekler kabararak olabildiğince tehditkar görünür sonra öfkeli renk ve şekil gösterileriyle savaşmaya hazır olduklarını belli ederler. Open Subtitles بدلا من ذلك ، الذكور ينفخون أنفسهم مع نظرة تهديد قدر الإمكان ثم تتصل رغبتهم للمحاربة بعروض ألوان ونمط غاضبة
    Annem bahçesinin renk ve dokularıyla yemek pişirirdi. TED أمي تطبخ من ألوان وقوام حديقتها.
    Düşündük ki renk ve sayı bölgesi arasında kazara oluşmuş çapraz bağlantılar olabilir. TED فقد قلنا أن هناك بعض الالتباس العرضي للمناطق بين الألوان والأرقام في المخ.
    Init 5'in renk ve ses getirmesi gerekirdi. Open Subtitles Init 5 أمر من المفترض أن يعيد الألوان و الصوت
    Init 5'in renk ve ses getirmesi gerekirdi. Open Subtitles Init 5 أمر من المفترض أن يعيد الألوان و الصوت
    Bana düşen iş, orada hareketsiz bir şekilde durmaya çalışmak, kameranın konumunu ayarlamak, asistanımla işbirliği içinde çalışmak ve vücudumun arkasında kalan renk ve şekilleri vücudumun ön tarafına çizmekti. Arka plan basit ise genellikle üç ya da dört saat ayakta kalıyorum. TED ومهمتي الوقوف هناك، دون حراك، إعداد وضع كاميرا، و التنسيق مع مساعدي و رسم الألوان و الأشكال الموجودة ورائي على واجهة جسدي. عندما تكون الخلفية بسيطة، عادة يتطلّب الأمر وقوفي مدة تتراوح بين 3 إلى 4 ساعات.
    Bir lazerde, lazeri yukaridaki isiktan farkli kilan sey, buradaki isigin tutarsiz olusu -- bircok farkli renk ve farkli frekanslar, ilkbasta sizin alkislamaniz gibi -- fakat eger bir lazer olsaydiniz, alkislariniz ritmik olurdu. TED في الليزر، ما يجعل ضوء الليزر مختلفا عن الضوء فوق رأسي هنا هو أن هذا الضوء غير متماسك -- العديد من الألوان و العديد من الترددات، مثل الطريقة التي صفقتم بها في البداية -- و لكن إذا كنتم ليزر، فسيكون هتافا متناغما.
    Fakat daha sonra şu kritik testi uyguladı. Deneklere şöyle yiyecek görüntüleri gösterdi. Sonra onları, böyle benzer renk ve şekilde olan ama yiyecek olmayanlarla karşılaştırdı. TED لكنه قام بتجربة هامة جدا: جعل المشاركين يرون صورا لطعام هكذا وقارنها بصور ذات ألوان وأشكال مشابهة جدا لكنها لم تكن لطعام، كهذه.
    Bu içler acısı ayrım uzun süre boyunca kendimizi ve eşyalarımızı süslemek için kullandığımız üç renk ve pigmenti kapsıyor: beyaz, yeşil ve turuncu. TED ويشمل هذا الفرق المؤسف ثلاثة ألوان وصبغات التي استخدمناها طويلًا لزينتنا والأشياء التي نصنعها: الأبيض، والأخضر، والبرتقالي.
    Bundan 3 renk ve 5 bedende olsun bütün mağazalarda. Open Subtitles إصنعه بـ 3 ألوان, و5 أحجام. لكل المعارض
    10 yıl kadar seramik tasarımcılığı yaptım ve kullanışlı formları gerçekten çok sevdim -- her gün kullandığımız basit şeyleri, form üzerine küçük renk ve düzlem kompozisyonları. TED لقد كنت مصمماً خزفياً لمدة عشرة أعوام ولقد أحببت الشكل الهادف أشياء بسيطة نستخدمها كل يوم مزيج صغير من الألوان والأسطح في شكل.
    Daha fazla renk ve koku mu ekleyeyim? Open Subtitles أن أضيف مزيداً من الألوان والروائح؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more