Sadece babamın kaslı elinin,benim kırılacak dal gibi olan elimi tuttuğu bir resim var,o kadar. | Open Subtitles | هناك صورة لي أنا وأبي إنها تلك الصورة تلك التي تبدو يده الكبيرة والسمينة تمسك بيدي مثل غصن هش وصغير |
Yıllığım çünkü içinde bir resim var ve saçım neredeyse berbat çıkmış. | Open Subtitles | كتاب العام في سنتي الثانية لأن هناك صورة فيه حيث كدت أحصل على شعر سيء. |
Burada daha büyük bir resim var. | Open Subtitles | طوال السبع سنوات الماضية؟ هناك صورة أكبر هنا |
Dur, sana bir şey göstereceğim. Sana belki ilginç gelebilecek bir resim var. | Open Subtitles | أنتظري، سأريك شيئًا ما، هنالك صورة أعتقد بأنها مثيرة للإهتمام |
Toplu bir resim var mıdır? | Open Subtitles | هل كانت هنالك صورة جماعية؟ |
Duvarda Dr. Fisher'in takdirname alırken çekildiği resim var. | Open Subtitles | هناك صورة للدكتور يتلقى خطاب ثناء على الحائط |
Durumu biraz daha iyi açıklayan bir resim var. | TED | هناك صورة فوتوغرافية توضح أفضل قليلا. |
Yapmak istediğim bir resim var sapsarı kırlar... ..bembeyaz gökyüzü güneşin doğuşu. | Open Subtitles | هناك صورة ... أريد أن أرسمها ... حقل الزبد الأصفر ... السماء المضيئة البيضاء |
Twitter'da bir resim var ve ikiniz kavga ediyormuş gibi gözüküyorsunuz. | Open Subtitles | - عذرا هناك صورة على التويتر وهي تبدو يا رفاق كأنم تتشاحنون. |
Ve " ha-ha, orada bir resim var ve orada ben varım. | TED | و " ها-ها، هناك صورة وها أنا ذا. |
Sadece karşımızda daha büyük bir resim var.Hepsi bu. | Open Subtitles | هناك صورة أكبر هذا كل شئ |
Ortada daha büyük bir resim var. | Open Subtitles | هناك صورة اكبر هنا |
Bence ortada daha büyük bir resim var. | Open Subtitles | أعتقد هناك صورة أكبر هنا |
resim var da. | Open Subtitles | هناك صورة |
resim var. | Open Subtitles | هناك صورة |
Bir tane resim var... | Open Subtitles | هناك صورة... |
Sanki büyük bir resim var baba ama ben sadece köşelerini karalıyor gibiyim. | Open Subtitles | كما لو كانت هنالك صورة يا ابي{\pos(190,230)} وأنا أشطب حافاتها |
Bir resim var mıydı? | Open Subtitles | هل هنالك صورة فعلاً ؟ |