Fakat bana kalirsa bu resimle ilgili en korkutucu sey ve bu bilbord hakkinda en korkutucu sey arka plandaki aritma tehsisi. | TED | لكن في الحقيقة ما أراه مروعاً في الصورة و حول هذا اللوحة و الألات في الخلف |
Bu benim için bir zevk olur. Ama resim demişken bu resimle ilgili küçük bir sorunum var. | Open Subtitles | بالكلام عن التواقيع لدي مشكلة مع هذه اللوحة |
...resmin mağaradaki duvarlarda bulunan resimle aynı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | والذي يقول بأنها نسخة من اللوحة التي وجدت على جدار الكهف |
Kontrol noktasını pahalı bir resimle geçmeye çalışacağım. | Open Subtitles | لان احاول تجاوز نقاط التفتيش بتلك اللوحة الثمينة |
Bu adamın resimle gitmesine engel olmalıyız. | Open Subtitles | لا يمكننا السماح لذلك الشخص بالإبحار باللوحة |
Bir dakika, efendim. Bu resimle birlikte gelen bir de sehpa var. | Open Subtitles | لحظة واحدة يا سيدي هناك أشياء تأتي مع اللوحة |
Her ne olursa, öyle ya da böyle, bugün o resimle birlikte, o açık arttırmadan çıkacağız, ne olursa olsun. | Open Subtitles | بالرغم مايحدث بطريقة أو بأخرى سنذهب لبيت المزاد الليلة نأخذ هذه اللوحة مهما كانت الأسباب |
Bu yüzden, şehir meclisi, resmi daha az korkunç bir resimle değiştirmeye karar verdi. | Open Subtitles | لذا قرر مجلسُ المدينـة بتغيير اللوحة إلى لوحة أقل إرعـاباً نوعـاً ما |
Terörle mücadele ekibi bu resimle beş dakika geçirdi. Bu kısa sürede, durumu değerlendirmeleri, detayları analiz etmeleri, o resmin içinde olsalardı, ne yapacaklarını düşünmeleri gerekiyordu. | TED | أمضت مجموعة مكافحة الإرهاب خمس دقائق مع اللوحة، وفي ذلك الوقت القصير، كان عليهم تقييم الوضع، وتحليل التفاصيل، وتوضيح إن كان يوجد أي شيء، يمكنهم القيام به لو كانوا موجودين في تلك اللوحة. |
Evinde duvardaki resimle ilgili. | Open Subtitles | انه عن اللوحة الموجودة على جدار مسكنك |
O resimle yaşadığın gelecek arasında bir bağlantı var mıydı? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ يَكُونَ... ... هناك رابط بين اللوحة ... والمستقبل الذي تعِيش فيه؟ |
Biliyor musun, herkesin o resimle dalga geçmemesini dilerdim. | Open Subtitles | أتعرف،أتمنى لو أن الجميع لم يسخروا من تلك اللوحة . |
Eh, biz resimle dalga geçmiyoruz sadece Marshall'la dalga geçiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نسخر من اللوحة ، نحن فقط نسخر من مارشال . |
Ve şu resimle çok yakışıyor. | Open Subtitles | وتتناسب بصورة جيدة مع تلك اللوحة |
Ve resimle ilgili bir yanlış anlaşılma olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال لي انه كان هناك سوء فهم مع اللوحة |
Bu dijital bir kopyası, resimle birlikte geldi. | Open Subtitles | إنهصورةرقمية, جاءت مع اللوحة |
Kent, şu ipliklerde duman kalıntısı bulmuş, ve yanan resimle aynı... kimyasal bileşenlere sahipmiş. | Open Subtitles | لقد وجدت (كينت) بقايا الدخان على تلك الألياف وكان لديهم نفس التركيب الكيميائى كهذه اللوحة المحروقة |
resimle bir bütün olabilirdim ve Piero ile. | Open Subtitles | أصبحت جزءًا أساسيًا من اللوحة (ومع (بيرو "(ومع (بيرو" |
Sizin çizdiğiniz bir resimle ilgili. | Open Subtitles | إنه بخصوص اللوحة التي رسمها |
Neden.Bu resimle ilgili bir şeyler olduğunu biliyordum, | Open Subtitles | عرفت بأنك فعلت شيئا باللوحة |